Öykü kitabı okumayalı epey zaman olmuş. Ağda Zamanı, öykü okumayı ne kadar sevdiğimi hatırlattı bana. İnci Aral, ne yazık ki geç keşfettiğim öykü ve roman yazarı. Resim öğretmeni olarak çalışmış. Küçük yaşta babasını, ardından annesini kaybetmiş. Hayatın acılarıyla erken yaşta tanıştığından olsa gerek, tüm eserlerinde bir başkalık hissediliyor. Kafka, Camus okurken duyulan cinsten bir başkalık bahsetmeye çalıştığım. Bu başkalığı, karamsarlık olarak adlandırmak mümkün belki, ancak ben gerçeklik demeyi tercih ediyorum.
Ağda Zamanı, Aral'ın ilk eseri. Unutmak'ı okuyunca anladım ki aslında Ağda Zamanı öncesi yazarın kaleme aldığı uzun mektuplar var. 30-35 sayfalık mektuplar edebi çalışmalarının başlangıcı sayılabilir. 17 öykünün bir bölümü yazarın kendi hayatından izler taşıyor. Kapı adlı öyküsünü okurken insanın içi acıyor. Ödemede Kolaylık, Kirli Sarı gibi öyküler, Aral'ın eserlerinde sadece kendi hayatından yola çıkmadığının kanıtı niteliğinde. En beğendiğim öyküler ise kitabın başında ve sonunda yer alan Haziranlarda ile Unutmak. Özellikle Unutmak adlı öyküde, farklı zamanlar, farklı mekanların içiçe geçmişliği etkileyici.
Benim okuduğum Ağda Zamanı, Epsilon yayınlarının bastığı 2004 tarihli 6. baskısı. Eserin ilk baskısı 1979 yılında yapılmış. 6. baskı ise Epsilon yayınlarındaki 6. baskı.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.