Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Baba olduktan sonra, çocuk yetiştirmek, çocuk psikolojisi, anne babaya öğütler ile ilgili bir çok kitap yazıldığını fark ettim. Oya Güngörmüş Özkardeş'in de belirttiği gibi bu kitapların büyük bölümü annelere hitaben yazılmış. Kitapların hemen hepsinde babalara yönelik yazılanlar olmakla birlikte bunlar kitapların içerisinde küçük bölümlere sıkıştırılmış. Elbette babaların, daha doğrusu erkeklerin, ev işlerine, çocuk bakımına katılımda gösterdikleri isteksizliğin büyük rolü var bu durumda. Toplumsal cinsiyetin bu sevimsiz durumu desteklemesi, durumu kalıcılaştırıyor. İnsanlar ailelerinde, çevrelerinde ne gördülerse kendi evlerinde, evliliklerinde benzerini uyguluyor. Bir anlamda kendi kendini besleyen bir süreç, erkeğin ev dışı işlerden sorumlu olması.
Özkardeş, zor bir işe girişmiş bir kadın olarak, Baba Olmak adlı bir eser kaleme almakla. Eserin adına ve yazarına bakınca, hemen edinip okudum. Kaynakça bölümü ile birlikte 150 sayfa civarında, ince sayılabilecek bir eser. Yazarın akademik çalışmalarını görünce, böylesi bir kitabı yayınlamakla ne kadar önemli bir iş yaptığını anladım. Özkardeş, Pedagoji eğitimi almış. Çocuk sağlığı enstitüsünde gelişim nörolojisi alanında yüksek lisans, sosyal bilimler enstitüsünde eğitim bilimleri alanında doktora derecelerine sahip. Doçent ünvanına da sahip yazar, Baba Olmak adlı eserinde baba olmanın teorik yönünü akademik çalışmalar eşliğinde ele almış. Baba olmayı öğreten bir yanı var eserin. Her şeyin okulu kursu var ama anneliğin babalığın eğitimini veren yer yok denecek kadar az. Her konuda eğitimin şart olduğu kabul edilir ve söylenir. Oysa hayatta belki her şeyden önemli ve zor olan anne baba olmayı, birey yetiştirmeyi öğrenilecek bir şey gibi görmüyoruz. Günümüzde bir miktar değişmiş olsa bile erkeğin çocuğuyla ilgilenmesi pek hoş karşılanmıyor. Kentlerde, yüksek eğitimlilerde durum değişmiş olsa bile kırsalda pek değişiklik yok. Eser, umarım bu durumun değişmesine katkı sağlar.
Yedi bölümden oluşan Baba Olmak, kolay okunur, akıcı bir dil ile kaleme alınmış. Her bölümün sonunda özet ve babalara yönelik öneriler konulmuş. Okuma tembeli olanların işini kolaylaştıracak bir uygulama. Aralık 2010 tarihli kitabın ilk baskısı 2000 adet yapılmış. Remzi Kitabevi'nden çıkmış.
18 aylık iki(z) kız babası olarak yılın bu son günü Baba Olmak'ı okuyunca, olaya bir de babaların gözünden bakan, işin pratiğini anlatan bir kitap yazma isteği uyandı bende. 2011 yılının büyük projesi olarak böylesi bir hedef koydum kendime. Bakalım zaman ne gösterecek. Kaleme alacağım çalışmayı basacak yayınevi bulamazsam, kendi yayınevimden yani blogdan parça parça yayınlarım :)
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.