Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Osmanlı tariflerine merak salmış olmamın en önemli nedeni tariflerin tutması. Tali neden ise günümüzde unuttuğumuz farklı lezzetler tatma olanağını yaratıyor olması. Bu hafta ismi çok tanıdık, tarifi ise hiç tanıdık gelmeyen bir lezzet: Tas Kebabı. Diyeceksiniz ki bunun tarifinde ne var. Bildiğimiz salçalı, kimi kez patatesli, kuşbaşı et. Bu tespitinizi akılda tutup malzemelere göz atın öncelikle. Bu hafta şarabın dışında pek fotograf yok. Pillerin azizliği. Doğru düzgün bir şarj cihazı almalıyım bir an önce :)
Malzemeler:500 gr kuşbaşı et. Tarifte koyun diyor ancak ben gene dana kullandım.
1 demet maydanoz,
1/2 demet nane,
2 orta boy kuru soğan,
2 tatlı kaşığı anason,
1 tatlı kaşığı tarçın,
1 tatlı kaşığı kaküle,
1/2 bardak su,
karabiber,
tuz,
2 kaşık tereyağı
Yapılışı:
Malzemeleri görünce farklı bir tas kebabı olacağını hissettiniz sanırım. Yapılışını okuyunca daha da şaşıracaksınız. Öncelikle maydanoz ve naneyi yıkayıp temizliyoruz (saplarını ayıklıyoruz). Yeşillikleri kıyıp bir kaba koyuyoruz. Soğanları yemeklik doğrayıp yeşilliklerin içerisine katıyoruz. Malzemeler bölümündeki tüm baharatı karışıma ekliyoruz. Son olarak eti, biraz tuzlayıp karışımla buluşturuyoruz. İyice yoğurup et ile karışımın birleşmesini sağlıyoruz. Tarife göre 4 saat bekletiyoruz. Aman buzdolabında bekletmeyi unutmayın. Özellikle erkek okuyucularım :) Kadın okuyucularım zaten buzdolabında bekletileceğini bilir.
Efendim, 4 saatlik bekletmenin ardından işimiz çok az kaldı. Isıya dayanıklı derince bir cam kap alıp karışımı kabın içerisine döküyoruz. Ardından geniş bir tencere/tava bulup bu cam kabı tavanın içerisine ters çeviriyoruz. Yandaki gibi bir görüntü ortaya çıkıyor. Yarım bardak su ve 2 kaşık tereyağını tencere/tavaya koyup kısık ateşte 2 saat kadar pişmeye bırakıyoruz. Tavanın içerisindeki su kaynayıp, cam kabın içerisindeki eti pişirmeye başlıyor. İzlemesi keyif verici. Yemeği henüz tatmadım. Çünkü ocak halen açık. Artık son 10-15 dakika.
Yazı bitene kadar yemek pişti. Etler, lokum kıvamında. Özellikle tarçının tadı belirgin. Anason kaybolmuş. Oysa en fazla konulan baharat. Ancak tümünün karışımı ortaya eşsiz bir lezzet çıkartmış. Bildiğimiz tas kebabı ile ilgisi olmadığı kesin...
süper bir tarif. ben genelde hem pirinçlisini yedim. çoğu zaman çok ağır geldiği içinde tabağımın yarısını hep bırakırdım. :-( çocukken tabiki, büyüyünce hiç yemedim. Çok fazla et yememe rağmen bunun içindeki baharatlar beni çekti. Deneyeceğim ama kimbilir ne zaman:-)
YanıtlaSiltarif bence de süper. tarifi uygulayınca ortaya çıkan yemeği benim dışımda yiyen olmadı. alıştığımız lezzet ile ilgisi yok pek. denerseniz, fikrinizi paylaşmanızı isterim...
YanıtlaSil