Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Dün Grand Ankara Rixos otelinde Koç Sistem, VMWare ve Hayat Bilgi tarafından düzenlenen sanallaştırma etkinliğine katıldım. 1990'ların sonlarında bilgi işlem bölümünde çalışırken hep kafama takılırdı. Her hizmet için ayrı sunucu almak gerekli mi? Sadece yazı yazmak için bilgisayar kullanan birisine son sistem (her ne demekse :) bilgisayar verilmeli mi? Neyseki bu soruları soran tek ben değilmişim.
Amerika'da başlayıp Avrupa'ya yayılan ve yavaş yavaş ülkemize gelen sanallaştırma ve bir sonraki aşaması olduğunu algıladığım bulut bilişim önümüzdeki dönemin temel konuları olacak. Ne yazık ki etkinliğin açılış konuşmaları sonrasındaki teknik sunumlarını izlemeye vaktim olmadı. Son derece anlamsız bir çağrı ile bu önemli etkinliğin asıl ilgi çekici bölümüne katılamadım. Sanallaştırma hem sunucuların bir havuz içinde hizmet vermesini hem de masaüstü bilgisayarların modern aptal terminallerle değişmesine olanak sağlıyor.
Bu bağlamda, eğer yanlış anlamadıysam artık yerel alan ağında (Local Area Network-LAN) thin client olarak adlandırılan eskilerin aptal terminallerinin yeni halini sık göreceğiz. Thin client'lar, işlemci-disk-hafıza ihtiyacını temelde sunucu bilgisayarda kendisine ayrılmış kaynaklardan karşılıyor. Masa üzerinde duran ise ekran, ağ işlemleri için gerekli asgari seviyedeki işlemci, hafıza, diskten oluşan bir makine: Thin Client. Tam tercümesi Zayıf Müşteri oluyor, ancak bu tercüme pek anlamlı değil :) Hem masa üzerinde az yer kaplıyor, uzaktan kontrol edilmesi, bakımının yapılması kolaylaşıyor, hem de kısa zaman aralıklarıyla masa üstü bilgisayarlarını yenilemek gerekmiyor. İşlemci, bellek yetersizliklerinde sunucu tarafını güncellemeniz yetiyor.
Yukarıda yazdıklarım konuya ilgi duyan bir amatörün (bendeniz oluyor) kısa sunumlardan anladıkları. Dediğim gibi asıl teknik sunumlara saçma sapan bir çağrı yüzünden katılamayınca, daha doyurucu bir yazıyı hazırlayamadım. Daha detaylı bilgiler için aşağıdaki bağlantıları inceleyebilirsiniz...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.