Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
18 yıldır ehliyetli olarak otomobil kullanıyorum. Yakın zamana kadar hep düz vites araba kullanmıştım. Otomatik vites hem çok arıza yapar, hem fazla yakar diye düşünürdüm. Düz vites arabalara göre daha fazla yaktığını deneyerek görüyorum. Eski arabamızın neredeyse iki katı kadar yakıyor. Özellikle şehir içi trafiğindeki sürüş konforunu düşününce, varsın yaksın diyorum. Eski arabayla yakıtı arasındaki 1/2'ye yakın oranının nedenini merak edenler için belirteyim: eski aracımız 1,2 Lt motor hacmine sahipti, bu araç ise 1,6 lt'lik bir motora sahip. Şehir içinde 100 km'de 8 lt kadar yakıyor otomatik araç. Eskisi ise 5 lt civarında yakıyordu. Otomatik vitese karşı ön yargılı olanlar için deneyimlerimi paylaşmak istedim...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.