Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Bir dönem televizyonlarda sıklıkla karşılaştığımız, öne sürdüğü görüşleri ile İslam dininin yaşanılan şeklinden farklı olması gerektiğini savunan bir bilim adamı Öztürk. İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nin kurucu dekanı. İslam dininin, Emevi Abbasi iktidarları döneminde, özellikle uydurulan hadislerle bozulduğunu, özünü yitirdiğini, düşünmeden yerine getirilen ibadetlere indirgendiğini savunuyor. Bu görüşlerini çeşitli kaynaklar ile destekliyor. Öztürk'ten daha önce Allah ile Aldatmak adlı eserini okumuştum. Fazlasıyla tekrarlardan oluşan, okunması kolay olmayan bir kitaptı. İmamı Azam üzerine kitap hazırlığından çeşitli söyleşilerinde bahsediyordu. Kitabı raflarda görünce alıp, okudum.
İnkılap yayınevinden çıkmış okuduğum kitap, esas kitap olan İmamı Azam'ın kısaltılmış ve daha kolay okunur hale getirilmiş olanı. Bu bilgiye kitabı satın alırken sahip değildim. Okuduğum kısaltılmış halinde, ayrıntılı bilgiler için esas kitaba başvurulması gerektiği yazılmış. Esas kitabın sonundaki kaynakça kısaltılmışında yok. Okuduğum kitap genel bilgiler edinmek isteyenlere, esas kitap ise araştırmacılara yönelik sanırım. İmamı Azam, Hanefilik meshebinin kurucu imamı Ebu Hanefi'ye verilen isim, ünvan. Kitap, onun günümüzde bilinmeyen görüşlerini ortaya koymak için yazılmış. Öztürk'e göre Abbasi ve Emevi zulmü ile öldürülen Ebu Hanefi'nin görüşleri zaman içerisinde saptırılmış. Uydurulmuş hadislerle dini kendi amaçlarına alet eden zihniyet, bu durumu düzelmek için hayatı boyunca mücadele etmiş Ebu Hanefi'nin görüşlerini de çarpıtmış. Öztürk'ten okuduğum iki kitabın da ana fikri İslamiyeti seçenler için tek kaynak Kur'an-ı Kerim'dir. Bu kaynağın yanına hadisleri koymak gereksiz ve tehlikelidir.
Ebu Hanefi'nin hayatının ve mücadelesinin anlatıldığı kitabın son bölümünde Pakistan'lı bilim insanı Muhammed İkbal'in Hanefi ile ilgili araçtırmalarına ve Hanefi - Mustafa Kemal karşılaştırmasına yer verilmiş. Öztürk'e göre de Ebu Hanefi ve Mustafa Kemal'in mücadelelerinde ortak noktalar bulunuyor. İkbal'in, kitapta yer verilen şu düşünceleri kitapta savunulan din anlayışını özetler nitelikte (sayfa 199-200):
Unless the Book's each vers and part
Be revealed into your heart,
Interpreters, thouh much profound,
Its subtle points can not expound
Öztürk'ün çevirisiyle:
Tanrısal kitabın her suresi ve ayeti bizzat senin kalbine de vahyedilmedikçe, müfessirler istedikleri kadar derin tefsirler yapsınlar, Kur'an'ın ince manaları vuzuh kazanamaz.
Kur'an'ı, birey ve toplum olarak onunla sizin aranıza giren tüm vasıtaları dışlayarak bizzat kendiniz anlayacaksınız. Kur'an'ın insana yüklediği kozmik sorumluluğu, tıpkı Peygamber'in hissettiği gibi hissetmedikçe Kur'an size, gerekeni vermez.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.