Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
26 Temmuz 2008 Saat:11.57
Macaristan ve Çek Cumhuriyeti'ndeki benzerleriyle kıyaslandığında oldukça fakir bir müze Albertina. Koleksiyon Picasso, Monet, Sisley gibi devrin önemli isimlerinin eserlerini içerse bile Prag ve Budapeşte'deki eser çeşitliliğinden uzaktı. Audio Guide ile her eseri dinlerseniz belki bir gün boyunca müzede kalmanız gerekir.
Her kent gezisinde olduğu gibi bir kaç gün üst üste saatlerce yürümenin getirdiği yorgunluk kısa molalar vermeyi zorunlu kılıyor. Şimdide merkeze yakın bir kafede hem bu notları alıyorum hem de Caffe Latte içeeceğim. Caffe Latte 3,40 €. Americano ise 3,20 €. Fiyatları TL'ye çevirince bile abartı pahalı değil. Özellikle Ankara'daki kimi kahve zincirleriyle kıyasladığınızda.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.