Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Tembellik en kötü özelliklerimden. 2008 yılı temmuz ayı sonlarında 4 günlük Viyana gezime ilişkin ilk yazıları döner dönmez yazmış ve takip edenlerin en kısa sürede sayfamda yer alacağını vaadetmiştim. Neredeyse iki yıl sonra vaadimi yerine getiriyorum. Aşağıda okuyacağınız notları gezi sırasında tutmuştum. İtalik mavi ile yazılan kısımlar notların orijinal halinde var. İtalik olmayan bölümleri ise (ki çoğunlukla açıklamalar) sonradan ekledim...
25 Temmuz 2008 21.44
Hotel Sacher'in cafesinde oturuyoruz. Viyana'daki ikinci günümün akşamında yorgunluk var. Biraz da orijinal sacher'in doğurduğu merak. Orijinal sacher torte'nin fiyatı 4,90€. Yanında içtiğimiz Wiener Melange ise 4,20 €.
Sacher de ne, melange neyin nesi diyenler için ikisini de kısaca tanıtmaya çalışayım. Önce sacher'den başlamam gerekiyor. Ülkemizde de pastanelerde satılan çikolata kaplı bir pasta. İçerisinde kakaolu kek ve kayısı marmelatı var. Viyana ve Salzburg'da şubesi bulunan Hotel Sacher'in pastanesinde 175 yıldır yapılıyor. Melange ise sacher torte'ye en çok yakışan kahve olarak aynı pastanede/cafede sunulan süt ve kahvenin karışımı. Fazla kısa oldu sanırım :) Cappucino gibi ama o kadar köpüğü yok. Kahvesi de daha yumuşak içimli, espresso kadar sert değil. Sıcak çikolata gibi insanın içini baymıyor.
Sacher'i orijinal yerinde yedikten sonraki yorumumuz 'hayal kırıklığı' olarak adlandırılabilir. Ankara'da yediklerimize göre çok daha hafif. Lezzeti ise hafifliğinden beklenmeyecek ölçüde kalıcı.
Notların bu bölümünü yazarken de saçma bir şey yazdığımı fark etmiştim. Ama silmedim. Burada da değiştirmeden yazayım dedim :)
Dün temmuzun yirmi dördüydü. Ancak Viyana'da oldukça soğuk ve yağmurlu bir hava vardı. Üzerimde t-shirt, uzun kollu kalınca ikinci t-shirt, ceket ve yağmurluk ile dolaşmak zorunda kaldım. Bugün düne kıyasla çok daha sıcak. Gene de Ankara'nın nisan mayısı gibi Buranın yerleşikleri neden güney sahillerimizi tercih ediyor daha iyi anlıyorum.
Bu arada eşimin yediği, yemeğe çalıştığı demek daha doğru belki, sacher'in kalanından tadınca şaşırdım. Benim yediğim ile kıyaslndığında çok daha şekerli. Enteresan, orijinal formül tek değil demek ki :)
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.