Dalgaların sesini dinlemeyi seviyorum. Huzur veriyor. Kimi arkadaşlarım denize girip, suların içinde oynuyor. Bense denizi seyretmeyi, dalgaları dinlemeyi tercih ediyorum. Havalar soğumaya başladı. Kalabalık azaldı. Çocuk parkında yaramazların cıvıltıları yok artık. Salıncağın gölgesinde pinekleyen bir kaç arkadaş var parkta canlı namına. Sabah, daha güneş doğmadan gelip oltasını sandalyeye sabitleyen adam da olmasa, sahile de gelen yok. Kasabanın bu halini seviyorum. Tüm kasabanın tek sahibi bizmişiz gibi geliyor. Yemek bulduğumuz sürece değmeyin keyfimize. Adam bugün balık tutabilecek mi acaba?
Bebekler doğduktan sonra okunan kitaplar da değişiyor. Anne baba olmak, sadece kitap okuyarak öğrenilebilen süreçlerden olmasa bile kitaplar sık tekrarlanan hataları göstermeleri bakımından önemli. Aile büyüklerinin deneyimlerinin her zaman doğru olmadığını öğretiyor insana kimi kez. Bebek büyütürken beslenmesi, hastalıkları, temel bakımı gibi konularda kitap karıştıran çoktur. Ruh sağlığına ilişkin bilgilenmesi gerektiğini düşünenler ise daha az. Ruh sağlığına ilişkin kitap sayısı da, özellikle Türkçe olarak yazılmışların, fazla değil zaten. Prof. Dr. Bengi Semerci'nin Birlikte Büyütelim başlıklı eseri bu alandaki boşluğu dolduracak nitelikte. İlk baskısını 2006 yılında yapmış kitabın, temmuz 2009 tarihli 6. baskısını okudum.
Başlıca üç bölümden oluşuyor kitap. İlk bölüm Çocuğun Ruhsal Gelişimi başlığını taşıyor. Anne baba olma kararından itibaren yaşanan süreçlere ilişkin bilgiler içeriyor. Bebeğin doğumu sonrası yaşananlar, başka kaynaklarda olmadığı kadar gerçekçi bir dille anlatılıyor. Aile içerisinde yaşanan gerilimler, anne ve babanın aile büyükleri ile yaşadıkları örneklerle açıklanıyor. Bu bölümde doğum sonrası depresyon başlığı altında yer alan çoğul gebelik kısmını (s.17-24), tüp bebekte yapılan son düzenlemeye karşı çıkan tüm anne baba adaylarının okumaları gerekiyor. Tüp bebek uygulaması yapan doktorların Semerci'nin bahsettiği süreçleri hastalarına hiç aktarmadan gerçekleştirdiği çoğul embriyo transferleri sonrası ailelerin karşı karşıya kaldıkları durumlar pek bilinmiyor. Etraftan ne mutlu ikiziniz/üçüzünüz/dördüzünüz oldu denirken, ailenin belki yaşam boyu sürecek sorunlarla başettiği gözden kaçıyor. Aynı bölümün Bağımlı Çocuk başlığını (s.60-64) okurken tanıdığım kimi insanları düşündüm. Kimbilir yetiştirilirken ne hatalar yapıldı ki erişkin olduklarında bile bağımlı halde yaşamlarını sürdürüyorlar. Kitabın sayfalarında ilerlerken kendimin ne kadar doğru yaklaşımlarla yetiştirildiğimi görüp anne babama bir kez daha teşekkür ettim.
Kitabın ikinci bölümünde Çocuklarda Olabilecek Sorunlar başlığı altında masturbasyondan gece kaka/idrar kaçırmaya, otizmden sınav kaygısına geniş bir yelpazede 0-12 yaş çocukların karşılaştığı sıkıntılara ilişkin bilgiler verilmiş. İlk bölüm atlanmadan okunması gerekirken, ikinci bölüm daha çok başvuru kaynağı gibi düşünülebilir. Bir sorundan endişe ediyorsanız açıp ilgili başlığı okuyabilirsiniz. Gene de tüm kitabı bir okuyup, ileride ihtiyaç duyacağınız kısımları yeniden okumakta yarar var.
Son bölüm ise daha zorlu süreçlere ilişkin yol gösterici nitelikte: Özel Durumlar. Boşanma, bu bölümün ilk maddesi. Çocuk sahibi olduktan sonra eşinizle aranızda kopmaz bir bağ oluşuyor. Semerci'nin kitabından kısa bir alıntı bu konunun önemini açıklıyor (s.256-257):
Boşanmalarda unutulmaması gereken iki önemli şey vardır. Birincisi bunun her koşulda bir travma olduğu ve gerekirse yardım alınması gerektiği, ikincisi ise çocukların da bu sürecin içinde bulunduğu, ayrılanılanın sadece eş olup çocuklardan 'boşanılamayacağı' gerçeğidir.
Tüm anne babaların okumalarını önereceğim bir eser. Prof. Dr. Bengi Semerci'nin web sayfasında yararlı bir çok bilgi yer alıyor. Semerci'nin web sayfasında çocuk bağlantısına tıkladığınızda sol üst taraftaki kutucuktan bir çok soruya yanıt bulunabiliyor.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.