Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Bugünlerde havalar bir acayipleşti. Daha Mayıs ayının ilk yarısı bitmeden sıcaklık 30 dereceye yaklaştı. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü'nün sayfasına bakınca pazar günü için (16 Mayıs 2010) tahmin edilen en yüksek sıcaklığın 32 derece olduğu görülüyor. 32 derece, eğer tahmin doğru çıkarsa, 16 mayıs için tarihte gerçekleşen en yüksek sıcaklık değeri olacak.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.