Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
geçen hafta cuma günü domuz gribine karşı aşılananlar arasına katıldım. Daha önce aşılananlardan duyduğum baş ağrısı, müde bulantısı gibi yan etkileri yaşamadım. Sadece ertesi gün aşı olduğum omzumda, aşı yerinde ağrı oldu, ki o da uzun sürmedi. Şimdi korumanın başlayacağı yaklaşık 3 haftalık süre içerinde virüs ile karşılaşmamam gerekiyor. Yoksa Ali Kırca'nın durumuna düşerim...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.