Ana içeriğe atla

yürüyen merdiven

Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu.  Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı.  Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu.  Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı.  Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim.  Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...

Göksu Restaurant Nenehatun şubesi açıldı


ve beklenen gerçekleşti...Ankara'nın Sakarya caddesine açılan Bayındır sokakta yer alan Göksu, gönüllere taht kurdu. Gerek servisi, gerek yemeklerin lezzeti vazgeçilmezler arasına girdi. Mekanın Kızılay'ın göbeğindeki Sakarya caddesinde olması, kimilerini üzüyordu. Özellikle Kızılay'a hiç inmeyenler, kalabalığı sevmeyenler yukarılarda bir Göksu hayali kuruyordu.
Uzun sürdü inşaat. Nenehatun caddesi ile Tahran caddesinin kesiştiği köşede yer alan binanın inşaatının neden bu kadar sürdüğünü pek anlamamıştım, düne kadar. Dışarıdan 4-5 kat görünen bina toplamda 10 katlıymış. Üstte 3 kat içkili restaurant (ki bu bölüm henüz açılmamış), girişte bekleme salonu ve bar-kütüphane, girişin altında işkembe ve kebapçı (ki bu bölüm hizmet vermeye başladı), işkembecinin altı tam kat mutfakmış, onun altında garaj-çamaşırhane ve en altta iki kat konferans salonu olarak düzenlenmiş öğrendiğime göre.
İlk ziyaretime ait fotografları (binanın dıştan çekilmiş bir görüntüsü ve iştah açıcı) beğeninize sundum. Servis, Sakarya şubesinden alıştığımız özende. Mekan çok şık döşenmiş. Masalar beyaz örtülü, bez peçeteler de beyaz. Camlarda perde falan yok. Bu nedenle mekan aydınlık. İşkembeci ve kebapçı olarak düzenlenmiş salonda (ki Nenehatun caddesinden girişe göre bir kat aşağıda oluyor burası) mutfak, açık olarak düzenlenmiş. İçeride neler olduğunu görebiliyorsunuz.

Gelelim yedik içtiklerime :) Gerçi yediğin içtiğin senin olsun gördüklerini anlat denir ama, söz konusu olan Göksu olunca, yediğim içtiğimi de anlatmam gerekli. Önce fiyatlardan bahsedeyim: günün çorbası 5 TL, işkembe (yanlış hatırlamıyorsam) 6 TL, Antep lahmacun 3,5 TL, kebaplar 10-15 TL civarında. Kebap-işkembe sunulan salonda alkollü içecek servisi yok. Üst katlardaki bölümde olacakmış. Ben günün çorbası (yoğurtlu yarma çorbası), birer tane içli köfte ve lahmacun ile Gavurdağı salatası yedim. İçecek olarak su aldım. Üstüne sade Türk kahvesi içtim. Toplam 17,5 TL tuttu hesap. Elbette semt kebapçılarıyla kıyaslandığında hesap tuzlu. Ancak kıyaslamayı doğru yapmak gerekiyor. Bu tür mekanlarda ödediğimiz hesabın tümü yediklerimiz için olmuyor. Mekanın servis kalitesi, dekoru, personelin davranışları gibi farklılıklar fiyata bir şekilde ekleniyor. İşte yeni mekanın adresi ve telefonu:
Göksu İşkembe ve Kebap
Nenehatun caddesi No:5
Küçükesat - ANKARA
tel (0312) 437 52 52

Yorumlar

  1. Ya kardeşim yemin ediyorum ben gittim bu kadar olmaz yaaa.. Adamlar bi tahta döşemiş aklın durur... :) ben şimdi wireless'den bağlandım merak ettim bakım internette varmı dedim. bi baktım bura var kafam hafif alkollü ancak bi kubbe var burda aha!!! burda kaldım izliyorum... Atacan AKSOY diye bi adam yaptırmış burayı 30 trilyon para gitmiş deseler inanın az derim. Adamlar mutfaklara ahçı değil manken sokmuş. Salonlara Zaten Kaliteli personelleri var. Bana mavi gözlü bi çocuk baktı. Çocuk diyorum yaşım çoook büyük 45 oldum o nerden baksan 23 Yani genç bi kadro var. İnanılmaz evet evet yanlış değil inanılmazzzz!!! lezzetli bir yemek yedim... akıllara durgunluk veriyor içerinin atmosferi. Ne derseniz Kaliteli çiçek ve tablolarla dolmuşş.. oyy çok yazdım gidin bakın diyorum başka bişey demiyorum.

    Mustafa YEŞİLALP
    Av.

    YanıtlaSil
  2. Hakikaten yemek yemeğe değer bir yer olduğu kanaatine vardım. Çorba ve ana yemek çok güzeldi yemek sonrası yediğim tatlı ve çay uzun zamandır özlemini çektiğim lezzetleri yaşamamı sağladı. Teşekkürler Göksu

    YanıtlaSil
  3. hayırlı olsun.yeni yer, yeni tatlar,yeni çalışanlar.inşallah kızılay'ı aratmazlar.

    YanıtlaSil
  4. Mekan güzel yemekler iyi amma servis ağır ve gelen müşteriler hala kızılayda olduklarını zannederek etrafındaki ailelere dikkat etmeden küfürlü konuşmaktalar ve sigara içilmeyen bölüm olmaması negatif yönleri

    YanıtlaSil
  5. merhaba içkili restorant bölümünüz ne zaman açılacak gelmeden önce rezervasyon ettirmemiz gerekiyor mu yoksa sıradan bir gün de de gelebilirmiyiz

    YanıtlaSil
  6. merhaba yeni yerinizde ne zaman alkollü içecekler sunulmaya başlayacak gelmeden önce rezarvasyon yaptırmamız gerkecek mi? yoksa sıradan bir günde de gelip yemek yiyebilirmiyiz.Tabiki alkollü içecekleriniz hizmete girdiğinde

    YanıtlaSil
  7. merhaba yeni yerinizde alkollü içecekleriniz ne zaman sunuma başlayacak.Gelmeden önce rezarvasyon yaptırmamız gerekiyor mu? yoksa sıradan bir günde de gelip yemek yiyebilir miyiz tabiki alkollü içeceklerinizi sunumuna başladığınızda

    YanıtlaSil
  8. Merhaba,
    Aslında bir kaç kez Göksu Lokantası ile müşterisi olmam dışında ilişkim olmadığını belirtmiştim. Ancak sanırım ki Göksu yazınca ilk çıkan sayfa benim blogum olunca insanlarda yanlış algılamalar oluşuyor.
    Bildiğim kadarıyla sorularınıza yanıt vermeye çalışayım. Göksu'nun alkollü içecek sunulan üst katları 14 Mart itibariyle açıldı. Duyduğuma göre epey dolu oluyormuş. Özellikle grup olarak gitmeyi planlıyorsanız rezervasyon yaptırmanızı öneririm. Göksu'dan açıklama yapan olursa severek yayınlarım...
    Şimdiden iyi eğlenceler ve afiyet olsun...

    YanıtlaSil
  9. yorumları okudum evet bende goksu restorantın bı personelıyım yıllardır bu sektorde hızmet vermekteyım ve ben bole guxel kalıtelı bıyerde calışmadım bugune kadar sanırım bugunden sonrada kımse bole bı yatırım yapmaz patronumuz atacan aksoya teşekurler 200 kışı buradan ekmek yıyorr allah razı olsunn bışey dıyecek kelıme bulamıyorum sadece burdas olmaktan cok mutluyum ve cok gururluyum bunuda atacan beye borcluyuz bole bıyerı ankaraya kavuşturduğu ıcın allah bol kazanclar versın ha bu arda cok şanslıyımmm orda olduğumdan gelın gorun mukemmelığı saygılarrrr mustafa kemal kesimal

    YanıtlaSil
  10. HER ŞİKAYET BİR ARMAĞANDIR.

    YAZMIŞ BİR MÜESSESE SAHİBİ.

    BENDE ONUN KULAKLARINI ÇINLATARAK YAZIYORUM.

    FİYATLARIN İÇİNE KUVER VE SERVİS ÜCRETİ DAHİL OLSAYDI,,

    DAHA ŞEFFAF VE DOĞRU OLURDU.
    ÖRNEĞİN, ÇORBA BEŞ LİRA AMA ARTI KUVER ÜCRETİ ARTI SERVİS YÜZDE ON EKLENİNCE FARKLI ÇORBA FİYATI ÇIKIYOR.

    İŞLETME SAHİBİ HERŞEYİ DÜŞÜNMÜŞ. ŞEFLERİN TELSİZLERİ V.S. HER TÜRLÜ İLETİŞİM İMKANI OLMASINA RAĞMEN SERVİS DAHA PROFOSYENEL VE TELAŞSIZ OLABİLİRDİ. KALİTELİ BAYAN ELEMANLARADA KESİNLİKLE İHTİYAÇ VAR.

    KAPIDA KARŞILAMA PARK ORGANİZASYONU VE UĞURLAMA İYİYDİ.

    ATACAN BEYE BÖYLESİNE BİR MEKAN SUNDUĞU İÇİN TEŞEKKÜR EDER, HAYIRLI İŞLER, BOL KAZANÇLAR DİLERİM.
    Mehmet Doğan Ateş.

    YanıtlaSil
  11. herşey çok şık lezzet tavan yapmış ama küçük kusurlarda yok değil.... nedensiz ve garip bir telaş yaşanılıyor serviste tahminim zamanla oda hallolacaktır iyi çalışmalar...

    YanıtlaSil
  12. dünya çapında idda ile açılan bir yer diye bahis ediliyor nenehatun göksu ile ilgili..Evet iddalı olundugu daha içeri girer girmez belli oluyor muazzam bir büyüklük şık bir dekor yemeklerin lezzeti kısacası herşey tavan yapmış ama sanki biraz gereksiz bir telaş var özellikle servis personelinde .Tahminim buda yavaş yavaş oturacaktır......

    YanıtlaSil
  13. her sey guyel ama burada biz dugun salonuna bakiyoru....

    YanıtlaSil
  14. BİNAYA BAKIYORUM ,İŞLEVİNE BAKIYORUM, LOKANTA .HERKAT LOKANTA, TÜM MENÜ BİRBİRENE KARIŞMIŞ, NEDEN ANLAMADIM, DAHA DÜZENLİ OLAMAZMIYDI,MESELA BİRKATI LAKANTA İSE BİRKATI RESTORAN,BİRKATI BALIKCI,BİRKATI MÜZIKAL ROOF,BİRKATI.BAR,BIRKATI CLUUP DİSKO.VS GİBİ DAHA PROFESYONEL PAYLAŞIMLA BİR BLOK OLALİRDI VE HİÇ BIRŞEY DE BİRBİRINE KARIŞMAZDI ,DİYE DÜŞÜNÜYORUM,

    YanıtlaSil
  15. Gerçekten ben de severek gidiyordum. Ta ki pişmemiş balık getirip geri göndermemize ve tekrar pişmesini istememize rağmen yine pişmemiş olarak gelmesine kadar. Buraya kadar olanı kabul edilebilir hatadır yapılır denilebilir ama bir de bu pişmemiş balığın parasını hesaba yansıtmaları, buna itiraz etmemize rağmen hayır ödeyeceksiniz tutumu sergilemeleri kabul edilebilir değil. İş çok para harcayarak lüks restoran yapmakla bitmiyor bence. Yapılan işin arkasında durulmalı ve hatanın bedeli müşteriye ödetilmemeli.

    YanıtlaSil
  16. Göksu ve diğer yazılara ilişkin yorumlarınızın büyük bölümünü yayınlıyorum. Elediklerim ise doğrudan mekan sahibine hitaben yazılmış olanlar. Bu iletileri, muhattaplarına göndermeniz daha doğru olacaktır...

    YanıtlaSil
  17. Herşey çok güzel muhteşem atmosfer,Yemekler güzel fakat hergün önünden Araba ile geçiyorum Trafiği fazlasıyla alt üst ediyorlar,birde üstelik bir şey demeye gelmiyor,asıl kişisel kalitelerini göstererek kabadayılık yapıyorlar.Acaba trafik polisleri niye müdale etmiyor?.

    YanıtlaSil
  18. Yemekler çok güzel,görünüm çok güzel,fakat trafik felç,her gün önünden geçmek zorundayım ve her seferinde problem,tam bir terbiyesizlik, paranın gücü herhalde içeride olanlar sadece yetmiyor,bir şey söyledimmi gerçek kalitelerini gösterip kabadayılık yapıyorlar.Trafik Polisleri bu konuyla niye ilgilenmiyor acaba.

    YanıtlaSil
  19. evet ama trafik bütün esat ve nenehatun caddelerinin problemi galiba bu sorunu tamamiyle göksuya maletmek haksızlık gibi geliyor bana ayrıca bende seneldir orda yerim ama kabadayılık yapan kimseyle karşılaşmadım doğrusu

    YanıtlaSil
  20. Merhaba,
    dün iftar yemeği için gittik öncelikle iftar için hazırlanan tencere yemeklerini istememizi diğerlerini çok beklemek zorunda kalacağımızı ifade etti nedenide 60 kişilik bir rezervasyon olması ve o kişilerin kebap siparişi vermesi 4 katlı restaurant ama 60 kişi üstü kebap çıkarınca servis 1 saat sarkabiliyormuş ....kebap 15.50 idi ve su istedik ortaya sağolsunlar kendi ikramları diye göstererek salata, çorba ve iftar tabağı getirildi hesaba hizmet bedeli olarak 25 lira küver 20 lira iftar tabağı 32 olan bir hesap geldi çıkışta kişi başı 40-45 arası ödemek zorunda kaldık bende diğer yazan arkadaşla aynı fikirdeyim ekstraları fiyatlara sunulması müşteriyi yanıltmaz

    YanıtlaSil
  21. Göksu restoran ne yazık ki biz Nenehatun caddesi sakinleri için gönlümüze taht kurmaktan çok uzak. Sebebi de yoğun olduğu zamanlarda önünce sıralar halinde biriken ve metreler boyu tüm park yerlerini kapataran müşteri otomobilleri. Bu durum Nenehatunda oturan vatandaşların arabalarını koyacak bir yer bulmalarını imkansız kılıyor. Bu sorunu özellikle gece geç saatlerde yaşadığımızda ciddi anlamda mağdur durumda kalıyoruz. Öte yandan hem Nenehatun, hem de Tahran caddesinin aşağı bölümü bu araçlar yüzünden zaman zaman tek şeride iniyor ve trafik felç oluyor.
    Bunca para akıtıp lüks bir restoran açabilen kişilerin otopark sorununu çözememeleri içler acısı. Her gün polise şikayetçi olmaktan sıkıldık ama nitekim polis de durumu fazla ciddiye almıyor gibi, çünkü sorun olduğu gibi devam etmekte. Bunları buraya yazmamım sebebi, Göksu restoran müşterilerini bu konuda hassas olmaya davet etmek. Biz ne yazık ki ciddiye alınmıyoruz ama restoran müşterilerinden bu konuda sitem, şikayet ya da yalnızca "Niçin yeterli kapasitede bir otoparkınız yok, arabaları cadde kenarlarına istifliyorsunuz?" sorusunu duymak bile restoran sahiplerini harekete geçirmeye yardımcı olabilir. Sesimizi duyurmaya ihtiyacımız var, umarım yorumumu onaylar ve yayınlarsınız...

    YanıtlaSil
  22. Bu lokantanın yeri isabetli seçilmemiş.müşteri arabaları trafiği felç ediyor ve etrafı rahatsız ediyor.bu kadar yatırım yap yeterli otopark yapma olmaz böyle yatırım.

    YanıtlaSil
  23. ABİLERIM BNDE BU LOKANTADA CALISIYORUM BURAYI YAPTIRAN KISI ATACAN AKSOY ISKEMBE KEBAP SALONUMUZ 24 SAAT ACIKTIR BN ISKENBEDE CALISIYORUM AKSAM 8 DEN SABAH 8 E KADAR VE HARIKA BIRYER 250 PERSONELI VAR AKSAM 8 DE FILAN HAFTA ICI FULL OLUOR LOKANTA GELIRSENIZ BEKLERIM DAHA BENIM YASIM 15 'AMA HERKEZİ DAVET EDIOrZ

    YanıtlaSil
  24. yargı mensubuyum.. meslektaşımla gittik..hiç memnun kalmadım...çünkü hizmet yavaş,ilgi yok,yemekten sonra ne çay ne kahve ne tatlı ikram etmediler,kolonyalı mendil bile verılmedı...karışık kebabın yanına 2 dilim normal ekmek getırdıler bız de lavaş istedık haliyle.. kebaplar lavasla yenır normal kepeklı ekmekle degil..lavaşa bıle bi ton para aldılar..onemlı olan para harcamak degıl gereken ılgı ve alakayı görebılmek..bundan sonra asla gıtmeyeğim..gitmeyi düşünenlere de asla tavsiye etmeyeceğim...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.

Son haftanın en çok okunan 10 yazısı

bir kez daha, nedir bu sayısal karasal televizyon?

Blog sayfamda DTT etiketiyle yayınlanmış 100'e yakın içerik bulunsa da, geçenlerde buluştuğumuz lise arkadaşlarımın sorusu üzerine, bir kez daha yazmaya karar verdim. Bilenler, okumadan geçebilir. Bilmeyenler ve sektörün uzağındaki kişiler düşünülerek hazırlanmış bir yazıdır.  Soru - yanıt şeklinde kurgulanmış yazılarımın daha çok okunduğu gözlemi üzerine, buyurun sık sorulan sorularla Sayısal Karasal Televizyon: Şimdi tam olarak neden bahsediyoruz? Çanak ile izlediğimiz televizyon mu?

Yabancı dil öğrenmek üzerine: DuoLingo deneyimimim

kızımın çizgileri Ülkemizin kanayan yaralarından birisidir sanırım, yabancı dil öğrenmek. Onlarca kurs, yüzlerce kitap, saatlerce ders ve sonuç: anlayan (en azından anladığını düşünen) ve konuşamayan kişiler... Bir yerlerde bir sorun olduğu kesin, ama nerede? Farklı zamanlarda, 3 kez Fransızca kursuna gittim. İlk seferin ardından, aslında bir temel bilgim olmasına karşın, her seferinde en baştan başladım, hiç bilmiyormuşum gibi. Ne yazık ki kurslarda öğrendiklerim kalıcı olamadı. Şimdilerde, 70 gündür, her sabah DuoLingo ile çalışıyorum. Ücretsiz ve arada çıkan reklamlarla devam eden sürümünü kullanıyorum. Eminim farklı online dil kursları da vardır. Online platformda, kurslarda olmayan ne var diye düşününce bir kaç şey tespit ettim. Belki sizlerin de işine yarar diye paylaşıyorum: Yabancı dil öğrenmek, sürekli ve kesintisiz tekrar gerektiren bir süreç. Kurslar, sadece haftanın belli günleri, bir kaç saat için ve çoğunlukla, günün en yorgun olunan akşamlarında oluyor. ...

Civitas - Suadiye / İstanbul

Sadeceözgür, 2004 doğumlu bir blog. Başlangıç senelerinde, "mekân" etiketli bir çok yazı yayınladım. O tarihlerde Google Haritalar hizmeti yoktu hayatımızda. Artık, ben de bir çok kişi gibi, Google Haritalar'a yazdığım yorumlar ile gittiğim mekânları değerlendiriyorum. Bu yüzden "mekân" etiketli son yazım 2019 tarihli ve o yazı film yıkatıp negatiften baskı alabileceğiniz mekânlarla ilgili .  Bu giriş paragrafının ardından gelelim bu yazıyı neden hazırladığıma. Malûmunuz, İstanbul sokakları ve kafelerini keşfetmeye devam ediyorum. Bu keşifleri, zaman zaman blogda da paylaşmaya karar verdim. Civitas , bu serinin ilk yazısına konu oldu.  İstanbul'un Anadolu Yakası'nda, Marmara kıyılarına yakın, güzide semtlerinden Suadiye'deki bir kafe Civitas . Mekâna ilk ziyaretimde sadece kahve içmiş, vitrindeki tatlıların görüntülerine hayran kalıp, bir daha gelmeliyim diyerek, ayrılmıştım. İstanbul gibi devasa bir şehirde yaşayınca, bir daha, bir sene sonraya den...

Dünyaya Yeni Gelen Okurlar İçin / Barış Bıçakçı

Kimi bir kaç cümlelik kimi bir kaç sayfalık anılarla dolu öykücükler ve tümünü bağlayan farklı bir kurgu. Barış Bıçakçı'nın son novellasını severek okudum.  Okuma heyecanını bozmadan, konusundan kısaca bahsetmek istiyorum. Halis Bey, emekli elektrik mühendisi. Ayşe ise başarılı bulunan bir öykü kitabı yayınlamış bir peyzaj mimarı ve tercüme yaparak hayatını kazanıyor. Tercüme bürosunda rastlaşıyorlar ve Halis Bey Ayşe'den anılarını öyküleştirmesini istiyor, ücreti karşılığında. Novella, Halis Bey'in anıları ve Ayşe'nin hayatını anlatan bölümlerle kurulmuş. Novellada yer alan bölümlerin her biri ayrı öyküler haline getirilebilecek derinlikte.  Ayşe'nin hayatına dair bölümlerde ülkenin gündemine dair göndermeler de yer alıyor.  Daha önce okuduğum eserlerinde olduğu gibi bolca Ankara var arka planda. Hatta Garson başlıklı bölümde Ankara başrolde. İstanbullular deniz yok, fazla gri dese de Ankara, Ankara'da yaşamaya alışmışlar için kendine has özellikleri ve güzelli...

Füreya Koral ve İMÇ

NOW kanalında dün (15 Aralık 2024) tarihinde gösterilmeye başlanılan Şakir Paşa Ailesi Mucizeler ve Skandallar adlı diziyi büyük bir ilgi ile izledim. Dekorundan kıyafetlerine özenli bir iş çıkmış.  Dizide kucakta çocuk olan, ünlü seramik sanatçısı Füreya Koral'ın bir panosunun İstanbul Manifaturacılar Çarşısı (İMÇ) 1. Blok'un duvarını süslediğini hatırlatmak istedim.  İMÇ'nin farklı bloklarının duvarlarında Bedri Rahmi ve Eren Eyüpoğlu'nun da eserleri yer alıyor. Yolunuz Unkapanı'na düşerse görmenizi öneririm.

Sokakbaşı Meyhane, nam-ı diğer Hüseyin'in Meyhanesi

Uzunca bir süredir izlediğim tek televizyon yayını Behzat Ç.'nin Hüseyin'in Meyhanesi mekanı olarak kullandığı Sokakbaşı Meyhanesi'ne sonununda gittim. Hatta yanda gördüğünüz üzere Behzat'ın masasında fotografım da var. Mekan, aslında Behzat Ç. öncesinde de bölgede bilinen sevilen yerlerdendi. Esat dörtyolda, köşebaşında yer alan burayı Behzat Ç.'de mekan olarak kullanmak, muhtemelen Erdal Beşikçioğlu'nun zamanında Sokakbaşı'nın çaprazında bir yer işletmesinden kaynaklanıyordur.  Sokakbaşı'na diziden aşinayız. Havalar iyi olduğunda açık havada büyükçe bir yerleri var. İçerisi de küçük sayılmaz. Mezeler lezzetli, fiyatlar pek ucuz sayılmaz. Dizinin etkisi fiyatlara yansımış görünüyor. Behzat'ın masası rezervasyonlu oluyormuş genelde. Yurt içi ve hatta dışından rezervasyon yapılıyormuş. Mekanın garsonları, kim bölümlerde rol almış. Duvarlarda gazete küpürleri ve diziden görüntülerin yer aldığı fotograflar var.  Yakında final yapacak olan Behzat ...

yine yeni bir yıl

Havaların gidişinden anlamak pek mümkün olmasa da Aralık ayının sonuna yaklaşıyoruz. Mağazalarda ve caddelerde ışıklı, geyikli süslemeler yeni bir senenin geldiğini hatırlatıyor.  Herkesin yeni yıldan bekledikleri farklı elbette. Ben huzur ve sağlık diliyorum, tüm insanlık için.  2025 yılı içinde her hafta en az bir blog yazısı eklemeyi kendime hedef olarak koydum. Bu yazıların belirli bir konusu olmayacak. Doğaçlama, aklıma gelenler, aklıma takılanlar.  Video izlemektense okumayı tercih edenlerdenseniz, beklerim bloguma.  Yazıları, çeşitli tarihlerde farklı mekânlarda çektiğim fotograflar süsleyecek.  Bir de sürpriz bekliyor, 2025 yılında okurlarımı.  Umarım beğenirsiniz...

Eski Maltepe pazarı eski yerinde yakında bizlerle...

Ankaralılar bilir, kot pantolondan araba teybine, ara musluğundan kuruyemişe ne ararsan bulabildiğin hem de uygun fiyata bulabildiğin bir pazar var(dı): Maltepe camisinin üst tarafından pazartesi dışında (o gün semt pazarı kurulurdu) her gün hizmet veren seyyar paravanlarla ayrılmış küçük dükkancıkların oluşturduğu bir pazardı. Bu pazarın bulunduğu araziye bir alışveriş merkezi yapıldı. Ankara'nın en ilginç mimarisine sahip olduğunu düşündüğüm Malltepe Park, eski pazar esnafının ahını almıştı. Sopalarla dövüle dövüle pazar yerinden atılan esnafın tutan ahı, Malltepe Park'ı iflas noktasına getirdi. Market, dükkanlar derken hayalet alış veriş merkezine dönüştü Malltepe Park. Sonunda alış veriş merkezi yönetimi eski (kendi deyimleriyle tarihi) maltepe pazarını Malltepe Park'ın içine taşımaya karar vermiş.  Bugünlerde hummalı bir çalışma sürüyor Malltepe Park'ta. Dükkanlar alçıpanla küçük dükkancıklara bölünüyor. Öğrendiğime göre şimdiden 70'ten fazla pazar esnafı taş...

Emeklilik

Emeklilik başlıklı yazımı hazırlamanın kolay olacağını düşünmüştüm. Yazıp sildikçe, tahminimin doğru olmadığını gördüm. 1995'te üniversiteden mezun oldum ve çalışmaya başladım. Bu sene Mart'ın son günü emekli olana dek neredeyse kesintisiz çalıştım.  "Emeklilik" kavramı üzerine yazmak istiyorum ancak söz dönüp dolaşıp neden emekli oldum, emekli olduktan sonra büyük bir heyecanla başladığım ve kelimenin gerçek anlamıyla gecemi gündüze katıp çalıştığım yeni işimden 3 ay sonunda neden ayrıldığım gibi konulara geliyor. Aynı tuzağa bu kez düşmeyeceğim ve emeklilik kavramı üzerine kalem oynatacağım. Osmanlıca'da tekaüt ya da takaüt kelimesi kullanılırmış, ki oturmak kökeninden gelirmiş . Emekli olana ise mütekaid denilirmiş. Emek sahibi, emek vermiş anlamına gelsin diye mi emekli kullanılıyor günümüzde emin değilim. 18-20'li yaşlarda başlayan çalışma hayatı, ömrün sonuna kadar sürmüyor. Çalışma hayatı boyunca, hafta içi günlerin gündüzlerini kapsayan vakitlerimi...