Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Bilenler bilir. Ankara'nın ayazı meşhurdur. Bu sabah derecenin gösterdiği sayı, yok artık dedirtti. Sabahın ilk saatlerinde kimbilir kaç dereceyi gösteriyordu. Bu soğuklara bir de tavana vuran doğalgaz fiyatı eklenince denklem daha bir zorlaşıyor. Ankara'da durum böyleyse doğuda kim bilir ne güçlükler yaşanıyordur. Yeni yılın ilk yazısını umutsuzlukla bitirmeyeyim.
21 aralıktan beri günler uzuyor. 21 hazirana kadar da uzayacak. Uzayan günler, büyüyen umutları muştular bana hep. İş çıkışı halen batmamış güneş umutla doldurur içimi. Güneşimiz daim olsun yeni yılda...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.