Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Bilenler bilir. Ankara'nın ayazı meşhurdur. Bu sabah derecenin gösterdiği sayı, yok artık dedirtti. Sabahın ilk saatlerinde kimbilir kaç dereceyi gösteriyordu. Bu soğuklara bir de tavana vuran doğalgaz fiyatı eklenince denklem daha bir zorlaşıyor. Ankara'da durum böyleyse doğuda kim bilir ne güçlükler yaşanıyordur. Yeni yılın ilk yazısını umutsuzlukla bitirmeyeyim.
21 aralıktan beri günler uzuyor. 21 hazirana kadar da uzayacak. Uzayan günler, büyüyen umutları muştular bana hep. İş çıkışı halen batmamış güneş umutla doldurur içimi. Güneşimiz daim olsun yeni yılda...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.