Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Ferzan Özpetek, insan ilişkilerini inceleyen filmler yapmaya devam ediyor. İki çocuklu, boşanmış, annesi ile birlikte yaşamaya başlayan kadın ayaklarının üstünde durmaya çalışırken, adam (bakan koruma polisi olarak çalışmaktadır) karısını unutamamış ve giderek saplantıya dönüşen bir tutkuyla eski günlerini aramaktadır. Bu aile ile babanın korumalığını yaptığı bakanın ailesinin 24 saatinin anlatıldığı film dramatik bir son ile bitiyor. Aslında filmin başında gördüğümüz sahne ve gelişmelerden sonu kestirmek zor olmuyor. Sonunu bilmek, filmi izlenmez yapmıyor. Yakın plan çekimlerle güçlendirilmiş anlatım, İtalyancanın kendine has müziği ile birleşiyor.
Gabriele Paolino'un canlandırdığı Kevin (ailenin küçük çocuğu), göz tembelliği nedeniyle taktığı tek camı puslu gözlüğü ve tombulluğu ile çok sevimli. Özpetek, daha önce çalıştığı oyuncularla çalışmayı tercih eden bir yönetmen anlaşılan. Serra Yılmaz, yönetmenin vazgeçemediklerinden. Bu filmde de sonlarda dondurma satıcısı olarak görüyoruz. Valerio Mastandrea baba (Antonio) rolünde oldukça başarılı. Emma (anne) rolünde Isabella Ferrari, etkileyici bir performans ortaya koymuş. Filmi, büyük kadınların doldurduğu küçük bir salonda izledik. Özpetek'in bir çok filminde bir şekilde ortaya çıkan eşcinsel ilişkiler Mükemmel Bir Gün'de yoktu. İlişkiler üzerine filmlerden hoşlananlara öneririm. İzleyin, pişman olmazsınız...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.