Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Malum 2006 yılında yazdığım bir ileti üzerine epey yorum ve katkı geldi. Konumuz Sakarya caddesindeki güzel mekan Göksu Restaurant'tı. Seneler geçtikçe aynı mekanın Nenhatun caddesi üzerindeki yeni yerinin ne zaman açılacağına ilişkin tahminler sayfama eklendi. Her yazan, yeni yerin açılış tarihini tahmin ediyordu. Sonunda Göksu Restaurant İşletme Müdürü tahminlere son noktayı koymuş . 2006 tarihli yazının son yorumunu dikkatlerden kaçmasın diye aşağıya da kopyaladım. Bu vesile ile değerli okuyucularımın Ramazan bayramını da kutlamış olayım. Huzur, sağlık ve esenlik dileklerimle... öncelikle lokantamız için yapmış olduğunuz yorumlara çok teşekkür ederim.yeni yerimizi açmakta gerçekten biraz geciktik ama bu gecikmenin sebebi sizlere en mükemmeli sunma arzumuzdan kaynaklandı ama inanın muhteşem bir mekan oldu ve tabiki buna ilave olarak menü ve personel eğitimi tamamlandı yani artık ocakta açabiliriz diyoruz.sizlere ve ankaralılara hoş kaliteli hesaplı bu mekenı biran önce açmak dil...