Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
2004 yılında başladım yazmaya. Dönem dönem daha sık yazdığım olsa bile ortalama ayda 10 yazı yazmışım. Bu 493 numaralı olanı. Bir süredir sayfanın sağ tarafında anket yapıyorum. Buraya nasıl ulaştığınıza ilişkin. Şimdiy kadar 50 kişi yanıt vermiş. Tahminlerimde haklı çıkacağım gibi görünüyor, çoğunluk google'da başka bir şey ararken ulaşıyor sayfama. Başka bir değişle benim müdavimi olduğum kimi sayfalar gibi düzenli okuyucum yok. (Ankete göre 15 kişi var sadece :)
Yazmaya ilk başladığımda amacım daha ulviydi. Türkçe içerik eksikliği halen var olan internette bildiklerimi, gördüklerimi paylaşıp yararlı olabilmekti temel amacım. Epey zamandır böyle bir amacım yok. Kendi günlüğümü tutar gibi yazıyorum. Daha özensiz, daha hesapsız. Böyle yazılmış/yazılan bir sayfayı genelin okumasına açmak ne derece mantıklı bunu sorguluyorum bu günler. Bakalım sonucu bekleyip göreceğiz.
Ayyyy yazmadan duramadım...
YanıtlaSilEvet türkçe sayfalar da bilgi eksikliği çok fazla hatta gidileecek birr yer için mutlaka ingilizce arama yapmak lazım...Beniim hiç böyle bir amacım olmamıştı... Sadece kendim için yazıyordum... Unutmayayım diye...Sonradan bir baktım okuyucularım var... Hoşuma gitmeye başladı... Keendimi köşe yazarı gibi hissetmeye başladım...:-)))
Kendimi internet de yayınlamaya gelince....
Dostşlarım okuyor zaten onlar bni tanıyor yadad biliyorlar.... Beni tanımayanlar okuyor onlarda zaten bir müdddet sonra ya sıkılacaklar yada benimle hhiç bir zaman karşılaaşmayacaklar... kısacası here durumda bendeniz karlı çıkıyorum... Bilgilerimi depoluyorum... kızıp nehre vee denize atmıyorum...
Birde başka insanların bloglarında da çok güzel yerelere gitme fırsatı elde ediyorum, search engine lardaa yazmayan bilgiler ışığında... yaşanmış güzel öykülerle birlikte...:-)
selamlar...arzu