Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
2004 yılında başladım yazmaya. Dönem dönem daha sık yazdığım olsa bile ortalama ayda 10 yazı yazmışım. Bu 493 numaralı olanı. Bir süredir sayfanın sağ tarafında anket yapıyorum. Buraya nasıl ulaştığınıza ilişkin. Şimdiy kadar 50 kişi yanıt vermiş. Tahminlerimde haklı çıkacağım gibi görünüyor, çoğunluk google'da başka bir şey ararken ulaşıyor sayfama. Başka bir değişle benim müdavimi olduğum kimi sayfalar gibi düzenli okuyucum yok. (Ankete göre 15 kişi var sadece :)
Yazmaya ilk başladığımda amacım daha ulviydi. Türkçe içerik eksikliği halen var olan internette bildiklerimi, gördüklerimi paylaşıp yararlı olabilmekti temel amacım. Epey zamandır böyle bir amacım yok. Kendi günlüğümü tutar gibi yazıyorum. Daha özensiz, daha hesapsız. Böyle yazılmış/yazılan bir sayfayı genelin okumasına açmak ne derece mantıklı bunu sorguluyorum bu günler. Bakalım sonucu bekleyip göreceğiz.
Ayyyy yazmadan duramadım...
YanıtlaSilEvet türkçe sayfalar da bilgi eksikliği çok fazla hatta gidileecek birr yer için mutlaka ingilizce arama yapmak lazım...Beniim hiç böyle bir amacım olmamıştı... Sadece kendim için yazıyordum... Unutmayayım diye...Sonradan bir baktım okuyucularım var... Hoşuma gitmeye başladı... Keendimi köşe yazarı gibi hissetmeye başladım...:-)))
Kendimi internet de yayınlamaya gelince....
Dostşlarım okuyor zaten onlar bni tanıyor yadad biliyorlar.... Beni tanımayanlar okuyor onlarda zaten bir müdddet sonra ya sıkılacaklar yada benimle hhiç bir zaman karşılaaşmayacaklar... kısacası here durumda bendeniz karlı çıkıyorum... Bilgilerimi depoluyorum... kızıp nehre vee denize atmıyorum...
Birde başka insanların bloglarında da çok güzel yerelere gitme fırsatı elde ediyorum, search engine lardaa yazmayan bilgiler ışığında... yaşanmış güzel öykülerle birlikte...:-)
selamlar...arzu