Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Bir önceki yazıda duyurduğum etkinliğin bir flashmob etkinliği olduğunu dün gece öğrendim bir yemekte. Yemeğin katılımcıları meslektaşlar olunca ne ola ki bu flashmob diye konuşup çeşitli yorumlar yaptık. Flash bellek gibi bir şey mi acaba? Mobbing'le ilgisi olabilir mi? Mob mobilyanın kısaltması mı? Bu sabah, yazıya gelen yorumu okuyunca ve kısa bir google aramasının ardından hem flashmob'un ne olduğunu öğrenmiş oldum hem de okuduğum yazılardaki flashmob etkinlikleri ile ODTÜ'deki eylemin neden böylesi bir eylem olmaması gerektiğini üzerine bir şeyler karalamak gerekir dedim. Hele ki asfalt sıcak yatmayalım dedilerse vay ODTÜ'lünün bugününe diyorum sadece.
Okuduğum kadarıyla bir grup insanın, çoğunlukla saçma etkinlikleri yapmak için bir araya toplanıp hepberaber saçma etkinliğini gerçekleştirip etrafı şaşırtmak, bu arada eğlenmek, hoşça vakit geçirmek gibi faydalar sağlamak olarak tarif edilmiş flashmob. Şimdi ODTÜ'deki bu eylemi flashmob olarak düzenleyenler az önceki tanıma uyduğunu düşündükleri için yapmamıştır diye umuyorum.
Falshmob ile ilgili Yalıncak Kültür adlı sitedeki yazıyı buradan okuyabilirsiniz...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.