Ankara'yı fotograflama projem hala geçerliliğini koruyor. Ne yazık ki fikir aşamasını fazla geçemedim :) Tek yapabildiğim Roma Hamamı'nı ziyaret etmek oldu. Orayı bile istediğim gibi fotograflayamadım. Makinemin bataryasınını kontrol etmeden gidince haliyle bir kaç poz çekebildim. Bu yasıya eklediğim fotograf 2005 yılına ait. Kaleye çıkan yokuşların birisisinde çekilmişti. Öğrendiğime göre Altındağ Belediyesi Hamamönü'ndeki bir sokağı restore etmiş. Avrupa'da gezdiğimiz her kentte gördüğümüz alt stadt (old town=eski şehir), umarım Ankara'da da oluşturulur. Kalenin son yıllardaki gelişmesi bu yöndeki umudumuzu arttırıyor. Önce Koç müzesi ardından tam kalenin karşısındaki virane hanlardan bir diğerinin restorasyonunun başlaması olumlu gelişmeler...
"Bak ne yaptım, piramidi avucumun içine sığdırdım." Benzeri milyon kez çekilmiş bir fotoğrafı kendi telefonuyla da kaydetmiş olmanın anlamsız gururu ve mutluluğu sesine yansıyordu. Bak diye seslenmişti ama seslendiği yerde boşluk dışında bir şey yoktu. Hayatının tümünü kaplayan büyük boşluk. Oysa aşıklar kentine yalnız gelmek değildi planı. Bu hafta çok farklı geçecekti. Nikahın ardından balayı için geleceklerdi Paris'e. Kalacakları oteli iki ay öncesinden ayarlamıştı. Bir haftalık tatilde gezecekleri yerleri belirlemişti gün gün, hatta saat saat. Şimdi avucunun içine sığdırdığı piramidin yerinde sevgilisinin eli olabilirdi. Eğer nikaha bir saat kala, bu iş olmayacak, ben vazgeçtim demeseydi.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.