Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
19 Mayıs 2008, dumansız bir Türkiye için atılan önemli bir adımın tarihi. Bir yerde milat gibi. Artık bir çok kapalı alanda, ki bunlara iş yerleri de dahil, sigara içmek yasak. İçenlere 62 YTL ceza uygulanıyor ama asıl caydırıcı olanı içilmesine göz yumanlara: 5.000 YTL. Eski parayla tam beş milyar. Henüz uygulanan ceza olmadı bildiğim kadarıyla. Bunun nedeni yasaya uyumdan mı denetimin yetersizliğinden mi önümüzdeki günlerde göreceğiz :)
Yasanın çıkması ardından çalıştığım iş yerinin bir binasının önündeki çöp kutusu, yasanın çalıştığım kurumda titizlikle uygulandığının kanıtı gibi :)
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.