Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Sayfanın sağ tarafında anketimiz sürüyor. Sonuçları ben de sizler kadar merak ediyorum. Ankete yanıt verebilmek için internete ulaşabilmenin ön koşul olduğunu akılda tutmakta yarar var elbette. Yani musluk suyu içtiğini belirtecek bir grup insan, böyle bir anketin varlığından haberdar değil, haberdar olsa bile internete erişim olanağından yoksun.
Bununla birlikte son dönemlerde her sokak başında açılan damacana su satıcıları, neredeyse her hafta iş yerlerine gelen arıtma cihazı tanıtıcıları Ankara'lıların bir bölümünün içme suyundan endişe ettiğinin göstergesi. Türkiye'de yaşayanların belleklerinin güçlü olmadığından dem vurulur, ülkeyi kurtarmak üzere kurulan (genellikle rakı) içki sofralarında. Bellek ne kadar zayıf olursa olsun Çernobil ve ardından çay içen yöneticiler unutulmadı. Şimdi suyun güvenli olduğuna ikna için ekranlarda su içmek inandırıcı gelmiyor. Yapılacak şey basit. Konunun taraflarını dinlemek, aynı masa etrafına toplayıp ortak akılı işletmek.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.