Değerli gazeteci ve yazar dostum Uğur Mumcu, bir gün bana Ord. Prof. Dr. İsmail Hakkı Uzunçarşılı'nın Yıldız Muhakemesi adlı kitabını getirdi. VE sen bundan bir oyun çıkartabilirsin dedi. Kitabı daha okurken çağrışımlar birbirini kovaladı. Kitabın sayfaları içinde her zaman ve her yerde geçerli bir evrensel demeç yakalamıştım. Bu evrensel demeç kısaca şuydu: Zorba bir yönetimde işlenmemiş cinayet bahane kılınarak adalet mekanizmasına nasıl cinayet işletilir? Yazık ki oyunum hiç bir gerekçe gösterilmeden Devlet Tiyatrosu tarafından bir yıl önce reddedildi. (20 Mart 1985)
Ankara'nın en eski sinemalarından Akün'ün tiyatro sahnesine dönüştürülmesi Başkent için önemli bir kazanım. Umarım Kızılay'ın merkezinde, Sakarya caddesindeki Yeni Sahne'ye de yeniden kavuşuruz yakında. Akün'ün sağladığı asansörlü sahneyi, farkı yükseltilerle oluşturulmuş mahkeme ile geçmiş olayların anlatıldığı bölümü birbirinden ayırmak için kullanmış yönetmen. Olay, tarihi olunca ön bilgilenme şart, hele ki bizim gibi az okuyanların çoğunlukta olduğu ülkede sahneleniyorsa. Yönetmen, oyunun başında sıkmadan bunaltmadan dönemin resmini oluşturuyor slayt gösterisine eklenen ses ile. Oyunculuklar, tüm Devlet Tiyatro'su oyunlarında olduğu gibi başarılı. Kostümler ve dekor tarihi oyunlar için olmazsa olmaz ki Yıdız Yargılanması'nda başarılı uygulamalarını gördük.
Uzunca sayılabilecek bir oyun Yıldız Yargılanması. İki perde ve iki buçuk saat sürüyor. Sürenin uzunluğuna karşın oyunun dinamizmi sıkılmadan izlenmesini sağlıyor. Konu Osmanlı ile sınırlı değil aslında, oyunda sürekli vurgulandığı gibi adalet herkese lazım. Mithat Paşa'nın oyunun sonundaki sözleri herşeyi özetliyor belki:
Mahkeme-i Kübra'da Abdülhamit'in askerleri ve silahları olmayacak,
Mahkeme-i Kübra'da Abdülhamit de çıplak yargılanacak.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.