Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Özgür ansiklopedi wikipedia'da yılan başlığı altında şöyle yazıyor:
Yılan, pullular (Squamata) takımının yılanlar (Serpentes) alt takımını oluşturan, yerde sürünerek hareket eden, pullu, uzun hayvanların ortak adı
Yılan, pullular (Squamata) takımının yılanlar (Serpentes) alt takımını oluşturan, yerde sürünerek hareket eden, pullu, uzun hayvanların ortak adı
Gerçekten tehlikeli hayvanlar. Sinsice yaklaşırken sesini duyabilirsiniz. Özellikle otların yüksek, havanın sıcak olduğu yerlede, kuytularda beklerler. Kimi insanlar kendilerine dokunmadığı sürece yılana bulaşmamak gerektiğini düşünür. Doğadaki yılanlar sokmadan geçse bile meşhur atasözümüzdeki yılanlar (yani aramızda bizler gibi yaşayanlar) gün gelir dokunmayanları da sokar. Bu nedenle insanlar bir araya gelir yılanlara karşı. Birlikte mücadeleyle her zaman kazanamazlar belki ancak unutmamak gerekir ki tarihte şanlı saldırı yoktur, şanlı savunmalar vardır hep. Mücadeleden yılanlarla gerçek 'yılanlar'ın ne farkı var sizce?
Yazı bir çoklarınız için anlamsız olabilir. Ancak, eğer okurlarsa, birileri ders çıkartacaktır. O da yeter zaten.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.