Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Ev arkadaşımız, sevgilim Zeytin kedikimiz meşhur olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. 2 yaşını dolduran dostumuz sokak kedilerinin tüm özelliklerini taşıyan arkadaş canlısı bir yavrucak. İlk bulduğumuzda, büyük olasılıkla bir araba kazasında, ön patisi kırıktı. Metal konularak yapılan başarılı ameliyat, sevgili doktorumuz Ahmet Kiremitçi'ye tekrar teşekkürler, ardından bir aylık alçı süresi ve şimdi tam iyileşme. Tek sekel (araz:hastalığın kalıcı etkisi) biraz saflık. Her sabah saat 05.30'da gelip beni uyandırsa da vazgeçilmez sevgilim Zeytin'in geçtiğimiz sıcak Ankara yazında çektiğim fotografı Milliyet gazetesine gönderdim. Aşağıda fotografın bağlantısı var:
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.