Kimi bir kaç cümlelik kimi bir kaç sayfalık anılarla dolu öykücükler ve tümünü bağlayan farklı bir kurgu. Barış Bıçakçı'nın son novellasını severek okudum. Okuma heyecanını bozmadan, konusundan kısaca bahsetmek istiyorum. Halis Bey, emekli elektrik mühendisi. Ayşe ise başarılı bulunan bir öykü kitabı yayınlamış bir peyzaj mimarı ve tercüme yaparak hayatını kazanıyor. Tercüme bürosunda rastlaşıyorlar ve Halis Bey Ayşe'den anılarını öyküleştirmesini istiyor, ücreti karşılığında. Novella, Halis Bey'in anıları ve Ayşe'nin hayatını anlatan bölümlerle kurulmuş. Novellada yer alan bölümlerin her biri ayrı öyküler haline getirilebilecek derinlikte. Ayşe'nin hayatına dair bölümlerde ülkenin gündemine dair göndermeler de yer alıyor. Daha önce okuduğum eserlerinde olduğu gibi bolca Ankara var arka planda. Hatta Garson başlıklı bölümde Ankara başrolde. İstanbullular deniz yok, fazla gri dese de Ankara, Ankara'da yaşamaya alışmışlar için kendine has özellikleri ve güzelli...
Ev arkadaşımız, sevgilim Zeytin kedikimiz meşhur olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. 2 yaşını dolduran dostumuz sokak kedilerinin tüm özelliklerini taşıyan arkadaş canlısı bir yavrucak. İlk bulduğumuzda, büyük olasılıkla bir araba kazasında, ön patisi kırıktı. Metal konularak yapılan başarılı ameliyat, sevgili doktorumuz Ahmet Kiremitçi'ye tekrar teşekkürler, ardından bir aylık alçı süresi ve şimdi tam iyileşme. Tek sekel (araz:hastalığın kalıcı etkisi) biraz saflık. Her sabah saat 05.30'da gelip beni uyandırsa da vazgeçilmez sevgilim Zeytin'in geçtiğimiz sıcak Ankara yazında çektiğim fotografı Milliyet gazetesine gönderdim. Aşağıda fotografın bağlantısı var:
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.