Yağmur damlaları arabanın silecekleriyle yarış halindeydi. Az önce temizlenen yerler, gökten düşenlerle yeniden ıslanıyor ve görüşü bozmaya devam ediyordu. Binalar ve şehir uzaklaşırken, ne yapıyorum gerçekten diye düşündü. İç sesini sözle tekrarladığını fark ettiğinde, arabada yalnız olduğuna şükretti. İş çıkışı, akşam trafiğinde kendi kendine konuşmak pek garip karşılanmazdı gerçi. Bu aralar akıl sağlığını korumak herkes için zordu. Zor zamanlardan geçiyoruz, dedi kendi kendine. Hangi zamanımız kolay oldu ki diye ekledi. Kendine hak verdiğini fark edip güldü. Hava kararmaya başlayacak birazdan, daha çevre yoluna bile gelemedim. Bu gidişle bugün rekor kıracağım. Neyse ki evde bekleyenim yok. Bekleyeni olmadığına sevinmesi garibine gitti. Çocukluğu ve gençliği boyunca kendisini hep kalabalık bir ailenin babası olarak hayal ettiğini hatırladı. Karısı, kızları ve oğulları ile güle eğlene yaşayıp gideceği kocaman bir ev görürdü ne zaman geleceği düşünse. Oysa hiç evlenmed...
Ev arkadaşımız, sevgilim Zeytin kedikimiz meşhur olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. 2 yaşını dolduran dostumuz sokak kedilerinin tüm özelliklerini taşıyan arkadaş canlısı bir yavrucak. İlk bulduğumuzda, büyük olasılıkla bir araba kazasında, ön patisi kırıktı. Metal konularak yapılan başarılı ameliyat, sevgili doktorumuz Ahmet Kiremitçi'ye tekrar teşekkürler, ardından bir aylık alçı süresi ve şimdi tam iyileşme. Tek sekel (araz:hastalığın kalıcı etkisi) biraz saflık. Her sabah saat 05.30'da gelip beni uyandırsa da vazgeçilmez sevgilim Zeytin'in geçtiğimiz sıcak Ankara yazında çektiğim fotografı Milliyet gazetesine gönderdim. Aşağıda fotografın bağlantısı var:
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.