Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Teknolojinin gelişmesi tüm sektörleri olduğu gibi yayıncılık sektörünü de değiştiriyor ve dönüştürüyor. Bu gün izlemekte olduğumuz saate bağımlı doğrusal televizyon yayıncılığı yerini farklı deneyimlere bırakacak gibi görünüyor. İstenilen içeriğin istenilen saatte izlenmesi, kaydedilmesi, televizyonda gördüğünüz bir ürünün sipariş edilmesi, canlı yayında programın içeriğine etki/katkı, uzaktan eğitimler-sınavlar, uzaktan sağlık hizmetleri gibi hayal gücünüz ile sınırlı yenilikler çok uzağımızda değil artık.
Televizyon karşısında günlük Avrupa ortalamasının iki katı kadar süre harcadığımız düşünülürse, bu süreyi muhtemelen daha da uzatacak yeni teknolojilerine nasıl yaklaşmalıyız kararsız kaldım. Mühendis Özgür heyecan duyarken, vatandaş Özgür korkuyor. Aptal kutusu olarak adlandırılan televizyon gittikçe akıllanıyor. Peki ya biz?
Televizyon karşısında günlük Avrupa ortalamasının iki katı kadar süre harcadığımız düşünülürse, bu süreyi muhtemelen daha da uzatacak yeni teknolojilerine nasıl yaklaşmalıyız kararsız kaldım. Mühendis Özgür heyecan duyarken, vatandaş Özgür korkuyor. Aptal kutusu olarak adlandırılan televizyon gittikçe akıllanıyor. Peki ya biz?
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.