Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
ipTV hizmeti, televizyon dağıtım şekillerinden birisi olup uydu ve/veya sayısal karasal yayın hizmetleri ile birlikte de sunulabilir. Bu bağlamda düşünüldüğünde üç farklı işletme modelinden söz edilebilir:
Sadece ip alıcılı STB’ler: Tüm içerik (televizyon+VoD) ip üzerinden gönderilir. Bant genişliğini fazla kullanan bir modeldir. Başka yöntemlerle ücretsiz edinilebilecek, FTA (Free To Air), televizyon yayınlarını da ip üzerinden taşıyacağı için sunulacak ek hizmetlerin sayısı kısıtlı olabilir.
Ip + Uydu alıcılı STB’ler: Uydu üzerinden ücretsiz alınabilecek yayınları ip hattından göndermediği için bant genişliğinden tasarruf sağlar. Bu sayede sunulabilecek hizmetlerin çeşitliliğini arttırma olanağı doğar.
Ip + Sayısal Karasal alıcılı STB’ler: Özellikle sayısal karasal televizyon yayıncılığının (DTT:Digital Terresterial Television) gelişmeye başlamasıyla yaygınlaşan bir modeldir. DTT olarak alınabilecek kanallar (televizyon üstü küçük anten ile) buradan, diğer hizmetler ip üzerinden sağlanır. Uydu alıcılı STB modeliyle aynı özellikleri taşır. Çanak anten ve uydu alıcısı yerine televizyon üstü anten ve sayısal karasal alıcı yeterli olacaktır.
ipTV, en çok reklam verenleri heyecanlandırmaktadır. Hedef kitleye yönelik, yayın içeriği ile tamamen bütünleştirilmiş reklamların çok daha etkili olacağı düşünülmektedir. Ayrıca, ip’nin getirdiği en büyük olanaklardan birisi olan çift yönlü iletişim, izleyicilerin ilgilendikleri reklam hakkında ayrıntılı bilgi almasına izin verir. Bu sayede, yemek tariflerinin verildiği bir sabah kuşağı programında, izleyici bir tuşa basarak tarifte geçen malzeme listesini görüntüleyebilecek hatta bununla kalmayıp malzemeleri internetten satış yapan marketine sipariş edebilecek ve ödemeyi de televizyon faturasına ekletebilecektir. Elbette, iki yönlü iletişimin farklı amaçlar için kullanılabileceğini unutmamak gerekir. George Orwell’in meşhur 1984 kitabını akıldan çıkartmamakta(*) yarar var.
*:Orwell’in 1949 yılında yayımladığı kitabında Büyük Birader herkesi iki yönlü iletişimde kullanılan televizyon benzeri cihazla izlemektedir.
Sadece ip alıcılı STB’ler: Tüm içerik (televizyon+VoD) ip üzerinden gönderilir. Bant genişliğini fazla kullanan bir modeldir. Başka yöntemlerle ücretsiz edinilebilecek, FTA (Free To Air), televizyon yayınlarını da ip üzerinden taşıyacağı için sunulacak ek hizmetlerin sayısı kısıtlı olabilir.
Ip + Uydu alıcılı STB’ler: Uydu üzerinden ücretsiz alınabilecek yayınları ip hattından göndermediği için bant genişliğinden tasarruf sağlar. Bu sayede sunulabilecek hizmetlerin çeşitliliğini arttırma olanağı doğar.
Ip + Sayısal Karasal alıcılı STB’ler: Özellikle sayısal karasal televizyon yayıncılığının (DTT:Digital Terresterial Television) gelişmeye başlamasıyla yaygınlaşan bir modeldir. DTT olarak alınabilecek kanallar (televizyon üstü küçük anten ile) buradan, diğer hizmetler ip üzerinden sağlanır. Uydu alıcılı STB modeliyle aynı özellikleri taşır. Çanak anten ve uydu alıcısı yerine televizyon üstü anten ve sayısal karasal alıcı yeterli olacaktır.
ipTV, en çok reklam verenleri heyecanlandırmaktadır. Hedef kitleye yönelik, yayın içeriği ile tamamen bütünleştirilmiş reklamların çok daha etkili olacağı düşünülmektedir. Ayrıca, ip’nin getirdiği en büyük olanaklardan birisi olan çift yönlü iletişim, izleyicilerin ilgilendikleri reklam hakkında ayrıntılı bilgi almasına izin verir. Bu sayede, yemek tariflerinin verildiği bir sabah kuşağı programında, izleyici bir tuşa basarak tarifte geçen malzeme listesini görüntüleyebilecek hatta bununla kalmayıp malzemeleri internetten satış yapan marketine sipariş edebilecek ve ödemeyi de televizyon faturasına ekletebilecektir. Elbette, iki yönlü iletişimin farklı amaçlar için kullanılabileceğini unutmamak gerekir. George Orwell’in meşhur 1984 kitabını akıldan çıkartmamakta(*) yarar var.
*:Orwell’in 1949 yılında yayımladığı kitabında Büyük Birader herkesi iki yönlü iletişimde kullanılan televizyon benzeri cihazla izlemektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.