Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Uzun süredir beklenen açıklama 12 Mart'ta Budapeşte'de yapıldı. Bir haftalık gecikme ile de olsa, özellikle yayın sektöründeki, teknolojik gelişmeleri sizlerle paylaşmayı görev edinen bendeniz bloguma haberi eklemiş oluyorum. Haber ile ilgili ayrıntıları buradan ve açıklamanın kendisini buradan görebilirsiniz. Haber üzerine kısa bir iki yorum yapmadan geçemeyeceğim. Özellikle bu kararın ülkemize olası etkilerini yazmak istiyorum.
Mobil televizyon hizmeti için hangi standartın seçileceği son kullanıcıları iki şekilde etkiliyordu. Birinci etkisi doğrudan, ikinci etkisi ise dolaylı. Doğrudan etkisi hangi cihazı alması gerektiğinin belli olmasıydı. DMB alıcı mı alacak? 3G ya da 4G cep telefonu mu alacak? yoksa DVB-H alıcı mı alacak? Bu soruların yanıtı netleşti. Dolaylı etkisi ise seçilecek standart ile birlikte ortaya çıkacak olan bu hizmeti kim verir? Lisans kaç para olur / lisans olur mu? sorularının yanıtlarına dayanıyor. Dana ve kuyruk arasındaki ilişki bu noktada kopuyor. Ülkemizde televizyon yayıncılığındaki frekans tahsis ihalesiz durumun (analog yayınlar için) sayısal yayınlarda (DVB-T ve DVB-H) ne şekilde süreceği net değil. Sınırlı kamusal kaynaklardan olan frekansın kullanımının ihale yapılması bekleniyor. Önümüzdeki günler sektör açısından hareketli geçecek.
Konunun sektörü ilgilendiren yönü ise frekans kullanımına yönelik. AB'nin açıklamasından DVB-H için UHF bantının kullanımının düşünüldüğü anlaşılıyor. Bu bantın kullanımının getirecekleri ve götürecekleri, cep telefonu şebekesi işletmecilerinin DVB-H hizmetine yaklaşımları, televizyon yayını üreten ve dağıtan şirketlerin yaklaşımları, RTÜK ve TK'nin yapacağı çalışmaları ilgi ile izliyor olacağız...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.