Deniz Goran takma ismiyle yazılan ve çok tartışma yarattığı söylenen Türk Diplomatın Kızı kitabını okusam mı okumasam mı diye epey düşündüm. Okumak için önce satın almış olmam gerekiyordu elbette. Bu eksikliği (kitabın satın alınmasını) eşim halletti. Öncelikle itiraf edeyim ki kitabın okumadan önce internetteki söyleşileri, haberleri okudum. Bu sebeple ön yargılı olarak başladım okumaya. İlk bölümlerde neden okuyorum ki bu kitabı diye düşündüm. Neyse ki sonuna kadar okumaya devam etmişim.
Öncelikle şunu söylemem gerekiyor ki kitap hiç de beklediğim gibi kötü bir kitap değil. Yazarın İngiltere'de umut vaadeden genç yazar olarak adlandırılmış olması boşuna değil. Kitap, bu yazıyı okuyan çoğunluğun bildiği gibi, emekli bir büyükelçinin kızının İngiltere'de yaşadığı hayatın bir kesitini sunuyor. Bizim medyadaki eleştiriler, çoğunlukla yazarın yaşadığı farklı cinsellik ile ilgili. Daha açık söylersek ülkemizdeki kızların yaşamadığı bir cinsellik var kitapta.
Aslında kitabı öz yaşam öyküsü olarak algılamak bence hatalı bir başlangıç. Adı üstünde okuduğumuz bir roman. Roman olarak değerlendirmek gerekiyor. İyi başlamasa da iyi bir kurgusu var. Özellikle erkeklere ilişkin çok yerinde tespitler var. Belki de bu tespitlerin doğruluğu yüzünden bizim basın bu kadar tepki gösterip tu kaka ilan etti kitabı. Bu sayede az okunan, bu yönüyle hiç tartışılmayan bir hal aldı ne yazık ki. Umarım bu yazım sonrası daha çok okunur ve hak ettiği ilgiyi görür.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.