İkinci yarıya çok daha istekli başladı Fenerbahçe. İkinci gol için rakip kaleye yüklenirken yaptığı ataklar özellikle sol kanatta Kostiç'in yaptığı ortalara dayanıyordu. 60 ile 65. dakikalar arasında Rangers beraberlik golüne çok yaklaşsa da savunma ve kaleci İrfan Can'ın gününde olması umutlarımızı sürdürmeye yetti. İkinci gol, sağ kanattan gelişen atak sonucu geldi. İkinci golün ardından J ose Mourinho'nun yaptığı değişiklikler ile çok daha baskılı bir futbol ortaya koyduk. Üçüncü gole çok yaklaştığımız ataklar olsa da ne yazık ki şutlar kaleyi bulmadı. Rangers'ın arada bulduğu net fırsatlarda ise İrfan Can başarılıydı. Şimdi uzatmalarda ve belki de penaltı atışlarında belirlenecek tur atlayan takım. Uzun zamandır izlediğim en heyecanlı ikinci yarı olduğunu ekleyerek notlarımı sonlandırayım. Sonuç ne olursa olsun, 3-1'lik ilk maçı çevirmeyi başardı Fenerbahçe. Tebrikler, umarım turu geçen taraf olmayı da başarırlar.
Üçlemenin son kitabı Safran Sarı, 2007 yılında yayınlanmış. Benim elimdeki 7. baskısıydı. İlk baskısını Mart ayında yapmış olduğunu düşününce, Eylül ayında 7. baskıya ulaşmak iyi satıldığının göstergesi olsa gerek. Yeşil ile başlayıp, Mor'da kısa ara verdiğimiz Melike Eda'nın hikayesine son kitapta devam ediyoruz. İlk romana ilişki kafamızdaki (en azından benim kafamdaki) soruların yanıtları da Safran Sarı'da gizli. Romanın başlıca karakterleri kısa zamanda bol para kazanmış finans piyasasından doyumsuz Volkan, tarihi eser kaçakçısı - takı tasarımcısına dönüşmüş Melike Eda, kaçakçı dayısı, üniversite mezunu olup geçinmesine yetecek para kazanabileceği bir iş bulamayıp sonunda lüks müşterilere çalışan bir telekız olan Eylem. Gene farklı karakterlerin ağzından okuyoruz romanı. Ancak Safran Sarı'da, diğer iki ktapta olmayan bir sığlık hissettim okurken. Karakterler fazla inandırıcı gelmedi bana. Daha doğrusu, karakterlerin yaşamları fazla inandırıcı gelmedi.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.