Ankara'nın yazlarının ayrı güzelliği vardı eskiden. Boşalmış cadelerde trafik sıkışıklığı yaşamadan ilerlemek, akşam serinliklerinde sokaklarda dolaşmak keyifli olurdu. Bu yaz, sanırım ki seçimlerin etkisiyle, boşalmadı Ankara. Eski yazlara göre çok daha sıcak geçen günler ve gecelere bir de su sorunu eklenince iyice çekilmez oldu başkentte yaşamak.
"Bak ne yaptım, piramidi avucumun içine sığdırdım." Benzeri milyon kez çekilmiş bir fotoğrafı kendi telefonuyla da kaydetmiş olmanın anlamsız gururu ve mutluluğu sesine yansıyordu. Bak diye seslenmişti ama seslendiği yerde boşluk dışında bir şey yoktu. Hayatının tümünü kaplayan büyük boşluk. Oysa aşıklar kentine yalnız gelmek değildi planı. Bu hafta çok farklı geçecekti. Nikahın ardından balayı için geleceklerdi Paris'e. Kalacakları oteli iki ay öncesinden ayarlamıştı. Bir haftalık tatilde gezecekleri yerleri belirlemişti gün gün, hatta saat saat. Şimdi avucunun içine sığdırdığı piramidin yerinde sevgilisinin eli olabilirdi. Eğer nikaha bir saat kala, bu iş olmayacak, ben vazgeçtim demeseydi.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.