Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Televizyon izleyicisine yeni seçenekler sunulmaya devam ediliyor. Halen yapılmakta olan televizyon yayıncılığını ileride hatırladığımızda ne kadar sıkıcıymış diyeceğimiz günler yaklaşıyor. Joost isimli bir servis, internet ile televizyonu birleştirip yepyeni bir deneyim sunmayı vaadediyor. Joost'un heyecan verici özelliği, sistemin kurucularının önceki projelerindeki başarılarından kaynaklanıyor. Niklas Zennstrøm ve Janus Friis KaZaA ve Skype gibi alanında çığır açan iki uygulamanın kurucularının yeni servisi (hizmeti, sistemi artık adına ne derseniz :) Joost, televizyon deneyimini farklı boyutlara taşıyacak gibi. Sisteme ilişkin ayrıntılar ortaya çıktıkça yeni yazılarla tanıtmaya çalışacağım.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.