Yazardan okuduğum ilk kitap Kızıla Boyalı Saçlar. Yunanistan'ın yakın tarihi arka planı oluşturuyor, anlatılan öykü ise (Konstandis Manolopulos adlı kahramanın ağzından anlatılıyor) bir grup arkadaşın zaman içindeki değişimleri. Değişik bir tarz var kitapta. Roman, geri dönüşlerle, birbirinin içine girmiş öykülerle ilerliyor. Kimi yerlede, özellikle anlatılan öyküden çok uzaklaşıldığında, nerde kalmıştık, hatırlayın gibi uyarılar konulmuş. Sürükleyici bir roman olmakla birlikte, çok karakterli ve karakterlerin isimleri birbirine benziyor olması okunmasını zorlaştırıyor: Anargiros, Andigoni, Andoniadhis, Anestis, Aristos, Athanasia, Athina...Yazarda bu isim benzerliklerinin ve karakter çokluğunun sorun olabileceğini düşünmüş olmalı ki kitabın başına Romandaki Başlıca Kişiler adlı bir bölüm koymuş. Romanı okurken yer yer dönüp bakmak gerekiyor, kimdi bu adı geçen diye.
Yunanistan yakın tarihini çok fazla bilmem. Albaylar cuntası olarak bilinen bir dönem yaşadığını, ikinci dünya savaşı sırasında işgal edildiğini biliyordum. Kitapta karakterlerin hayat karşısındaki uğradıkları değişimi anlatırken, yakın tarihe ilişkin bilgiler de veriliyor. Elbette romanları tarih kitapları olarak okumamak gerekiyor.
Romanın düşündürdüklerini anlatmak için ise biraz beklemem gerek. Bekleyip düşüncelerimi olgunlaştırmam. Son dönemlerde okuduğum en etkileyici romanlardan birisi olunca zamana ihtiyacım var...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.