Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Romanya'da 1989 yılında yaşanan devrim sonrası Bükreş'in doğusunda bir kasabada neler değişmiş? Devrim acaba buraya gelmiş mi? Yoksa burdan mı başlamış? Halk, Çavuşesku götürüldükten sonra mı sokağa dökülmüş, önce mi?
Kasvetli hava, griye boyalı dökük binalar, eski arabalar, heyecandan uzak tek düze hayatlar. Bükreş'in doğusunda yaşam çok renkli görünmüyor. Filmin başında yaşamın sıkıcılığını hissediyoruz. Kasaba televizyonundaki açık oturumu izledikçe ülkemizdeki programları hatırlamamak olanaklı değil. Teknik imkanlar daha gelişmiş olsa bile konuşulan konuların absürdlüğü, telefon bağlantıları, sıkıntıdan kağıt gemiler yapan konuşmacı filmin kasvetli havasını dağıtıyor. Öyle görünüyor ki sıradan insanların yaşamlarında bir şey değişmemiş devrim ile. Hayatları değişenler önceki rejim zamanında da bir yerlerde olanlar. Eskiden istihbaratçı olarak çalışan şimdinin fabrikatörü olmuş mesela.
2006 yapımı film ne yazık ki Ankara'da tek salonda ve sadece bir hafta oynayacak. Eğer uzatılmazsa filmi görmek için 9 marttan önce Kavaklıdere sinemasına gitmeniz gerekiyor...
Kasvetli hava, griye boyalı dökük binalar, eski arabalar, heyecandan uzak tek düze hayatlar. Bükreş'in doğusunda yaşam çok renkli görünmüyor. Filmin başında yaşamın sıkıcılığını hissediyoruz. Kasaba televizyonundaki açık oturumu izledikçe ülkemizdeki programları hatırlamamak olanaklı değil. Teknik imkanlar daha gelişmiş olsa bile konuşulan konuların absürdlüğü, telefon bağlantıları, sıkıntıdan kağıt gemiler yapan konuşmacı filmin kasvetli havasını dağıtıyor. Öyle görünüyor ki sıradan insanların yaşamlarında bir şey değişmemiş devrim ile. Hayatları değişenler önceki rejim zamanında da bir yerlerde olanlar. Eskiden istihbaratçı olarak çalışan şimdinin fabrikatörü olmuş mesela.
2006 yapımı film ne yazık ki Ankara'da tek salonda ve sadece bir hafta oynayacak. Eğer uzatılmazsa filmi görmek için 9 marttan önce Kavaklıdere sinemasına gitmeniz gerekiyor...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.