Havaların gidişinden anlamak pek mümkün olmasa da Aralık ayının sonuna yaklaşıyoruz. Mağazalarda ve caddelerde ışıklı, geyikli süslemeler yeni bir senenin geldiğini hatırlatıyor. Herkesin yeni yıldan bekledikleri farklı elbette. Ben huzur ve sağlık diliyorum, tüm insanlık için. 2025 yılı içinde her hafta en az bir blog yazısı eklemeyi kendime hedef olarak koydum. Bu yazıların belirli bir konusu olmayacak. Doğaçlama, aklıma gelenler, aklıma takılanlar. Video izlemektense okumayı tercih edenlerdenseniz, beklerim bloguma. Yazıları, çeşitli tarihlerde farklı mekânlarda çektiğim fotograflar süsleyecek. Bir de sürpriz bekliyor, 2025 yılında okurlarımı. Umarım beğenirsiniz...
Romanya'da 1989 yılında yaşanan devrim sonrası Bükreş'in doğusunda bir kasabada neler değişmiş? Devrim acaba buraya gelmiş mi? Yoksa burdan mı başlamış? Halk, Çavuşesku götürüldükten sonra mı sokağa dökülmüş, önce mi?
Kasvetli hava, griye boyalı dökük binalar, eski arabalar, heyecandan uzak tek düze hayatlar. Bükreş'in doğusunda yaşam çok renkli görünmüyor. Filmin başında yaşamın sıkıcılığını hissediyoruz. Kasaba televizyonundaki açık oturumu izledikçe ülkemizdeki programları hatırlamamak olanaklı değil. Teknik imkanlar daha gelişmiş olsa bile konuşulan konuların absürdlüğü, telefon bağlantıları, sıkıntıdan kağıt gemiler yapan konuşmacı filmin kasvetli havasını dağıtıyor. Öyle görünüyor ki sıradan insanların yaşamlarında bir şey değişmemiş devrim ile. Hayatları değişenler önceki rejim zamanında da bir yerlerde olanlar. Eskiden istihbaratçı olarak çalışan şimdinin fabrikatörü olmuş mesela.
2006 yapımı film ne yazık ki Ankara'da tek salonda ve sadece bir hafta oynayacak. Eğer uzatılmazsa filmi görmek için 9 marttan önce Kavaklıdere sinemasına gitmeniz gerekiyor...
Kasvetli hava, griye boyalı dökük binalar, eski arabalar, heyecandan uzak tek düze hayatlar. Bükreş'in doğusunda yaşam çok renkli görünmüyor. Filmin başında yaşamın sıkıcılığını hissediyoruz. Kasaba televizyonundaki açık oturumu izledikçe ülkemizdeki programları hatırlamamak olanaklı değil. Teknik imkanlar daha gelişmiş olsa bile konuşulan konuların absürdlüğü, telefon bağlantıları, sıkıntıdan kağıt gemiler yapan konuşmacı filmin kasvetli havasını dağıtıyor. Öyle görünüyor ki sıradan insanların yaşamlarında bir şey değişmemiş devrim ile. Hayatları değişenler önceki rejim zamanında da bir yerlerde olanlar. Eskiden istihbaratçı olarak çalışan şimdinin fabrikatörü olmuş mesela.
2006 yapımı film ne yazık ki Ankara'da tek salonda ve sadece bir hafta oynayacak. Eğer uzatılmazsa filmi görmek için 9 marttan önce Kavaklıdere sinemasına gitmeniz gerekiyor...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.