Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Kayıp Kütüphaneler
Antikiteden Günümüze Yok Olan Koleksiyonlar
derleyen James Raven çevirmen Dilek Cenkçiler
Bileşim Yayınevi tarafından Ekim 2006 tarihinde yayınlanan ilginç bir derleme Kayıp Kütüphaneler. Eski Mezopotamya'dan, Irak'ın işgali sırasında yağmalanan Bağdat kütüphanesine, Aristo'nun “gezgin” kütüphanesinden Tibet kütüphanelerine uzanan geniş zaman ve mekanlarda kayıp koleksiyonlara dair ilginç bilgiler barındırıyor kitap. James Raven, Essex Üniversitesi'nde Modern İngiliz Tarihi profesörü olarak çalışan bir bilim adamı. Kayıp Kütüphaneler'in girişine yazdığı Kayıpların Yarattığı Sarsıntı başlıklı makalesi, kitabın kısa bir özeti niteliğinde. Kitaptaki diğer makaleler, konularının uzmanı bilim insanları tarafından yazılmış. Kitabın çevirmeni, elektrik-elektronik mühendisi bir meslektaşım: Dilek Cenkçiler.
Kitapların kaybı, aslında insanlığın ortak belleğinin kaybı bir yerde. Tarihe bakıldığında bu kayıplar, sadece yağmalamalarla olmamış. Yeterli önlemleri almadan saklanmış kitaplar bir süre sonra kullanılamaz hale gelmiş. Bir başka kayıp nedeni ise kötü endeksleme. Kütüphanenin içeriği düzgün tutulmadığı için arandığında bulunamayan kitapların, fiziksel olarak var olmalarının pek bir anlamı kalmamış. Kitaptaki örneklerin birisi ise oldukça şaşırtıcı:
Kitapların kaybı, aslında insanlığın ortak belleğinin kaybı bir yerde. Tarihe bakıldığında bu kayıplar, sadece yağmalamalarla olmamış. Yeterli önlemleri almadan saklanmış kitaplar bir süre sonra kullanılamaz hale gelmiş. Bir başka kayıp nedeni ise kötü endeksleme. Kütüphanenin içeriği düzgün tutulmadığı için arandığında bulunamayan kitapların, fiziksel olarak var olmalarının pek bir anlamı kalmamış. Kitaptaki örneklerin birisi ise oldukça şaşırtıcı:
Mart 2001'de, Avusturalya'daki en büyük üniversitelerden biri olan Batı Sidney Üniversitesi, üniversite «saklama giderlerini karşılayamadığı için», antika baskılar dahil 10,000 kitabın, bir kriket sahasının yanındaki arsaya gömüldüğünü itiraf etmiştir.
Kütüphane yağmalamalarının günümüzde de hala sürüyor olması dehşet verici. Kitabın ilk sayfasından bir alıntı oldukça düşündürücü:
2003 yılının Nisan'ında Amerikan ve İngiliz kuvvetlerinin Irak'a yaptığı saldırı, sadece binlerce sivil ve askeri hayata mal olmakla kalmamış, aynı zamanda, ülkenin maddi mirasının büyük bir bölümünün yıkılışı ile ilgili detaylı raporların da ortaya çıkmasına neden olmuştur. Amerikan Birliklerinin Bağdat'a girmesinden hemen sonraki 48 saat içinde, Ulusal Kütüphane ile Dini Bağışlar Bakanlığı'ndaki kütüphanenin enkaz haline geldiği ve yağmacıların Ulusal Müze'de bulunan 170,000'den fazla eseri kaçırdığı iddiaları ortaya çıktı. Musul'daki Üniversite Kütüphanesi ise tamamen yıkılmıştı.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.