Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Matematik, birçok bilimde kullanılan temel araçlardan birisi. Matematik alanında önemli çalışmalara imza atmış, adını tarihe mal etmişler arasında kadınların sayısı hiç de az değilmiş. Ercan Kumcu'nun Kadın Matematikçiler adlı kitabını okuyana kadar bu gerçeğin farkında değildim.
Kitapta, 370 ile 415 yılları arasında yaşamış İskenderiyeli Hypatia'dan başlayarak kronolojik sırayla kısa hayat öyküleri verilen 113 kadın matematikçi var. Kadınların matematikle uğraşmaları Immanuel Kant gibi ünlü düşünürlerce bile yadırganmış. Kant
"Madem güzel kafalarını geometriyle meşgul edecekler, sakal da bırakabilirler"
demiş. 1666 yılında kurulan Fransız Bilimler Akademisi ilk kadın üyesini 1979 yılında kabul etmiş. Kadınların mücadeleleri okula gitmeyle başlamış. Lisans eğitimlerini alabildikten sonra yüksek lisans eğitimi için uğraşmışlar yıllarca. Çoğu üniversite, yüksek lisans için kabul etmemiş kadınları. Dışarıdan dersler alıp gerekli koşulları sağlayanlara ise unvan vermemekte direnmişler. Nihayet doktorasını bitirenler ise bu kez iş bulmakta zorlanmış. İkinci dünya savaşı yıllarında kadın olmanın getirdiği zorluklar, yahudi kadınlar için ikiye katlanmış. Aynı ek zorluklar Amerika'da yaşayan siyah tenliler için de geçerli olmuş.
Kitap, kimi ilginç bilgiler de içeriyor. Hemşirelik alanındaki çalışmalarıyla tanınan Florence Nightingale, bu çalışmaları öncesinde istatistik ve matematik eğitimi almış. Ada programlama dilinin ismi İngiliz matematikçi Augusta Ada King'in analitik makinelerin programlanmasıyla ilgili çalışmalarından almış. Tanıtım yazısını kitaptan bir alıntıyla bitireyim. Matematiğin prensi olarak adlandırılan Carl Frederich Gauss, yıllar boyu kadın olduğunu bilmeden mektuplaştığı meslektaşı Marie-Sophie Germain'ın gerçek kimliğini öğrendiğinde yazdığı mektup herşeyi özetliyor aslında:
"Soyut bilimlerden ve özellikle rakamların gizeminden zevk alan çok yoktur. Bu garip bilimin güzelliği, ancak onunla mücadele edebilecek cesareti gösterebilenlere görünür. Geleneklerimiz ve ön yargılarımız nedeniyle erkeklere göre sonsuz derecede engellerle karşılaştığı halde, eğer bir kadın kendi kendine bu zor problemleri öğrenebiliyor, zorlukları aşabiliyor ve (matematiğin) en gizli kalmış alanlarına girebiliyorsa, o, hiç şüphe yok ki en saygıdeğer cesarete, olağanüstü yeteneğe sahiptir ve üstün bir dehadır."
Kitapta, 370 ile 415 yılları arasında yaşamış İskenderiyeli Hypatia'dan başlayarak kronolojik sırayla kısa hayat öyküleri verilen 113 kadın matematikçi var. Kadınların matematikle uğraşmaları Immanuel Kant gibi ünlü düşünürlerce bile yadırganmış. Kant
"Madem güzel kafalarını geometriyle meşgul edecekler, sakal da bırakabilirler"
demiş. 1666 yılında kurulan Fransız Bilimler Akademisi ilk kadın üyesini 1979 yılında kabul etmiş. Kadınların mücadeleleri okula gitmeyle başlamış. Lisans eğitimlerini alabildikten sonra yüksek lisans eğitimi için uğraşmışlar yıllarca. Çoğu üniversite, yüksek lisans için kabul etmemiş kadınları. Dışarıdan dersler alıp gerekli koşulları sağlayanlara ise unvan vermemekte direnmişler. Nihayet doktorasını bitirenler ise bu kez iş bulmakta zorlanmış. İkinci dünya savaşı yıllarında kadın olmanın getirdiği zorluklar, yahudi kadınlar için ikiye katlanmış. Aynı ek zorluklar Amerika'da yaşayan siyah tenliler için de geçerli olmuş.
Kitap, kimi ilginç bilgiler de içeriyor. Hemşirelik alanındaki çalışmalarıyla tanınan Florence Nightingale, bu çalışmaları öncesinde istatistik ve matematik eğitimi almış. Ada programlama dilinin ismi İngiliz matematikçi Augusta Ada King'in analitik makinelerin programlanmasıyla ilgili çalışmalarından almış. Tanıtım yazısını kitaptan bir alıntıyla bitireyim. Matematiğin prensi olarak adlandırılan Carl Frederich Gauss, yıllar boyu kadın olduğunu bilmeden mektuplaştığı meslektaşı Marie-Sophie Germain'ın gerçek kimliğini öğrendiğinde yazdığı mektup herşeyi özetliyor aslında:
"Soyut bilimlerden ve özellikle rakamların gizeminden zevk alan çok yoktur. Bu garip bilimin güzelliği, ancak onunla mücadele edebilecek cesareti gösterebilenlere görünür. Geleneklerimiz ve ön yargılarımız nedeniyle erkeklere göre sonsuz derecede engellerle karşılaştığı halde, eğer bir kadın kendi kendine bu zor problemleri öğrenebiliyor, zorlukları aşabiliyor ve (matematiğin) en gizli kalmış alanlarına girebiliyorsa, o, hiç şüphe yok ki en saygıdeğer cesarete, olağanüstü yeteneğe sahiptir ve üstün bir dehadır."
madem erkekler kadın olmaya özeniyo etek giysinler derdim ama ben geri düşünenlerin seviyesine inmem eski kaflı insanlar hala varmı bu dünyada bilmem biliyolarmı ama bu ülkede kadın erek eşitliği var sakal la etekle falan olmuyor yane
YanıtlaSilbende bir kadın matematikçiyim.fikrimi matematiksel bir dille anlatacağım:yüzyıllar boyunca şöyle bir düşünce savunulmuştur:"erkekler matematik yapar." varsayalımki bu önerme doğru olsun.önermenin mantıksal dengi="bir insan matematik yapmıyorsa,erkek değildir.".bir insan erkek değilse kadındır manasına gelmez.ben o insanın erkekliğinden şüphe ederim.şimdi baştaki varsayımımız doğruysa ben bu sonuca ulaşırım.yok eğer yanlışsa mantıktaki denklemleri göz önünde bulundurarak şunu söyleyebilirim:"erkekler matematik yapmaz.sonuç olarak,siz karar verin."erkekler matematik yapar." önermesi doğrumudur yanlışmıdır?(note: biliyorumki,bu soru yeterince açık değil.kullandığım kelimelerin birer birer tanımını vermem gerekiyordu.oyüzden genel tanımlamalar çerçevesinde değerlendirin.)
YanıtlaSildönüp p ise q önermelerine bakmak lazım söylediğinizle ilgili yorum yapmak için :) Katkılarınız için teşekkürler.
YanıtlaSil