Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
Yaşamak mı Yoksa Ölmek mi? adlı oyun için bilet almıştık. Oyunculardan birisinin rahatsızlığı nedeniyle Modigliani'yi izledik. Geçtiğimiz aylarda izlemeyi çok istediğim, bir türlü denk getirip izleyemediğim oyunlardandı Modigliani.
İtalyan ressam Modigliani'nin (1884-1920) Paris'te sefalet içinde geçen hayatından bir kesit sunuluyor oyunda. Modigliani'nin çevresi, kendisi gibi değeri sonradan anlaşılan ressamlarla çevrili. İki buçuk saat kadar süren oyunun ilk perdesinde, ressamların hayatının zorlukları, bunaltıcılığı ve çaresizlik, son derece başarılı bir şekilde sergileniyor. Öyle ki izlerken bunalıyor insan. Modigliani rolünde Olcay Kılavuzlu, Modigliani'nin sevgilisi şair Béatrice Hastings rolünde TRT'nin uzun soluklu dizisi Bizim Evin Halleri'nden tanıdığımız Berfu Öngören rollerinin hakkını veriyor. Oyuncuların hepsi başarılıydı aslında, gene de benim en çok beğendiğim Modigliani'nin ressam arkadaşı Maurice Utrillo'yu oynayan Orhan Özyiğit. Oyunun yönetmeni Barış Eren'in tiyatro dışında resimle ilgili de çalışmalarının olması, sahneye koyuşunda etkili olmuştur sanırım. Oyunu başta bir reji yorumu ile izlemediğimden bu konuda kesin yorumda bulunma olanağım yok.
Modigliani hakkında ek bilgi almak isterseniz aşağıdaki bağlantılara bakmanızı öneririm.
http://www.expo-modigliani.net/
http://en.wikipedia.org/wiki/Amedeo_Modigliani
http://www.mystudios.com/gallery/modigliani/gallery_wall.html
http://www.artcyclopedia.com/artists/modigliani_amedeo.html
İtalyan ressam Modigliani'nin (1884-1920) Paris'te sefalet içinde geçen hayatından bir kesit sunuluyor oyunda. Modigliani'nin çevresi, kendisi gibi değeri sonradan anlaşılan ressamlarla çevrili. İki buçuk saat kadar süren oyunun ilk perdesinde, ressamların hayatının zorlukları, bunaltıcılığı ve çaresizlik, son derece başarılı bir şekilde sergileniyor. Öyle ki izlerken bunalıyor insan. Modigliani rolünde Olcay Kılavuzlu, Modigliani'nin sevgilisi şair Béatrice Hastings rolünde TRT'nin uzun soluklu dizisi Bizim Evin Halleri'nden tanıdığımız Berfu Öngören rollerinin hakkını veriyor. Oyuncuların hepsi başarılıydı aslında, gene de benim en çok beğendiğim Modigliani'nin ressam arkadaşı Maurice Utrillo'yu oynayan Orhan Özyiğit. Oyunun yönetmeni Barış Eren'in tiyatro dışında resimle ilgili de çalışmalarının olması, sahneye koyuşunda etkili olmuştur sanırım. Oyunu başta bir reji yorumu ile izlemediğimden bu konuda kesin yorumda bulunma olanağım yok.
Modigliani hakkında ek bilgi almak isterseniz aşağıdaki bağlantılara bakmanızı öneririm.
http://www.expo-modigliani.net/
http://en.wikipedia.org/wiki/Amedeo_Modigliani
http://www.mystudios.com/gallery/modigliani/gallery_wall.html
http://www.artcyclopedia.com/artists/modigliani_amedeo.html
Modigliani ile ilgilenen birilerini görmek ne güzel başarılar...
YanıtlaSil