Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Son dönemlerde 1980'lerde yaşananlara ilişkin filmler yapılmaya başlandı. Vizontele Tuuba, her ne kadar çok yüzeysel değinilmiş bile olsa Babam ve Oğlum, Eve Dönüş ve son olarak Beynelmilel. Darbe olduğunda 6 yaşında olmama karşın hatırlıyorum o günleri az çok. Birçoklarının yaşamlarında kalıcı sonuçlar bırakan bir sürece ilişkin geniş kesimlere ulaşabilen filmlerin yapılması için 20 seneden fazla süre geçmesi kayda değer. Bu kısa girişten sonra gelelim yazının asıl konusa, beynemilel bir şeye :)
Adıyaman'ın gevendelerinden (yöresel çalgıcı) ordu bandosu yapılırsa, konsey üyelerini karşılamak için hazırlanılırsa ve onlar da baharı karşılama marşı diye... Fragmanları izleyenler gerisini tahmin edebilecektir. Filmin tüm konusunu tahmin etmek hiç zor değil zaten. Sonuçta bir dönem filmi ve o dönem neler yaşandığını konuya ilgi duyanlar biliyor. Ancak, 1980 sonrası doğan ve hiç bir şey bilmeyen, öğrenmeye niyeti olmayan bir kuşak var. Sıradan insanların o süreçte yaşadıklarını, kendini bulamadan ülkeyi kurtarmak için çırpınanların çaresizliğini izlemek isteyenler için kaçırılmayacak bir film. Cezmi Baskın, Özgü Namal, Bahri Beyat ve Dilber Ay başta olmak üzere oyunculuklar başarılı. Umut Kurt (Haydar rolünde) Türk sineması için bir umut olduğunu gösteriyor. Kimi sahnelerde arkalara dikkatli bakınca yeni model araçları görmek olanaklı. Film çekebilecek büyük setler olmayınca bu tip sorunlar yaşanması doğal. Son dönemde birbiri ardına izlediğim başarılı yerli yapımlar arasında. Filmin oldukça iyi hazırlanmış bir web sayfası da var: http://www.beynelmilel.net Son not olarak filmin sonunda kitaplıktaki eserlere dikkat edin derim.
Adıyaman'ın gevendelerinden (yöresel çalgıcı) ordu bandosu yapılırsa, konsey üyelerini karşılamak için hazırlanılırsa ve onlar da baharı karşılama marşı diye... Fragmanları izleyenler gerisini tahmin edebilecektir. Filmin tüm konusunu tahmin etmek hiç zor değil zaten. Sonuçta bir dönem filmi ve o dönem neler yaşandığını konuya ilgi duyanlar biliyor. Ancak, 1980 sonrası doğan ve hiç bir şey bilmeyen, öğrenmeye niyeti olmayan bir kuşak var. Sıradan insanların o süreçte yaşadıklarını, kendini bulamadan ülkeyi kurtarmak için çırpınanların çaresizliğini izlemek isteyenler için kaçırılmayacak bir film. Cezmi Baskın, Özgü Namal, Bahri Beyat ve Dilber Ay başta olmak üzere oyunculuklar başarılı. Umut Kurt (Haydar rolünde) Türk sineması için bir umut olduğunu gösteriyor. Kimi sahnelerde arkalara dikkatli bakınca yeni model araçları görmek olanaklı. Film çekebilecek büyük setler olmayınca bu tip sorunlar yaşanması doğal. Son dönemde birbiri ardına izlediğim başarılı yerli yapımlar arasında. Filmin oldukça iyi hazırlanmış bir web sayfası da var: http://www.beynelmilel.net Son not olarak filmin sonunda kitaplıktaki eserlere dikkat edin derim.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.