Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Bilen bilir. Oldum olası evde bir şeyler pişirmeyi severim. Eskiden, evde yaptıklarımın tariflerini verdiğim sayfam bile vardı. Hala oradan kimi tarifleri bloga taşıyorum.
Evde ekmek yapma denemelerimiz genellikle hüsranla bitiyordu. Söke Un'un hazır ekmek karışımlarıyla tanışıncaya kadar. 7 tahıllı un karışımını denedik evde. Normal fırında kutunun üzerindeki tarife uyunca, marketlerde satılan ekmek görünümünde ama çok daha lezzetli ve ağır ekmeğimiz oldu. Tarifte fırına vermeden önce hamurun üzerini su veya süt ile ıslatmak öneriliyor. Biz sütü tercih ettik. Denemenizi öneririm...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.