Bir daha arasam, acaba gelmiş midir eve? Gene annesi çıkarsa ne diyeceğim? Konuşmadan kapatsam ayıp, onu sorsam, evladım daha bir saat önce de aramadın mı dese ne cevap vereceğim? Kartta kaç kontür kaldı onu da bilmiyorum. Kartı takınca gösterirdi eskiden, bozulmuş bu galiba, arama başlamadan göremiyorum kaç kontürün kaldığını. Öylece kalakaldım pastanede. Birden hışımla kalkıp gitti. Oysa daha yeni oturmuştuk. Çaylarımızı söyleyip pasta sipariş etmiştik. Çayın gelmesini bile beklemedi. Bu soğukta eve dönmüştür diye düşünüyorum ama kim bilir belki siniri yatışsın diye dolaşıyordur. Ne kadar da aptalım. Öyle pat diye sorunca afalladım. Lafı ağzımda geveledim. Sonra o da kalkıp gitti. Neyse, bir saatten fazla geçti. Bir daha çevireyim numarayı. Belki dönmüştür.
Geçtiğimiz haftasonu saatler bir saat geri alındı. Kağıt üzerinde yapılan bu değişiklik insanların ve kedilerin iç saatlerini geri almak daha uzun sürecek. Hayatın dayattığı zorunluluklar, iş-ev-iş döngüsü, insanın iç saatini daha hızlı kurarken bu tür insani zorunluluklardan uzak kediklerin saat ayarlaması ne zaman olacak belirsiz.
Evimizi paylaştığımız Zeytin Bey, sabahları güneşin doğuşuyla uyandırma servisi görevini yerine getiriyor. Böyle bir talebimiz olmasa bile, her sabah -ki buna haftasonları da dahil- güneşin doğuşuyla miyaaaav serenatı ile uyandırılıyoruz. Eskiden 07'ye denk gelen günün aydınlanması şimdi 06'ya denk geliyor. Zeytin açısından değişen bir şey yok. O gene güneşe göre hareket ediyor :)
Neyse, gülü seven dikenine Zeytoşu seven miyavına katlanacak.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.