Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Ankara'lılar bilirler. Şehrin içerisinden geçen ve başka şehirlerin adıyla anılan yollar vardır. Konya yolu Konya'ya doğru gider, Eskişehir yolu Eskişehir'e doğru. Aynı şekilde İstanbul ve Samsun yolları da ilgili kentlere doğru ilerler. Çevre yolu yapılmadan önce şehirlerarası otobüsler bu yolları kullanarak Ankara'dan çıkarlardı. Artık, batıya gidenler dışında hepsi, otobüs terminalinden ara yollar kullanarak çevre yoluna ulaşıyorlar.
Kent ismiyle anılan yollar hem kenti diğer kentlere bağlayan transit yollar olduklarından hem de Ankara'nın etrafındaki mahallelere ulaşımı sağladıklarından gidiş geliş olarak ayrılmış geniş yollardı. Artık çok daha genişler. Belediyenin yol genişletme ve köprülü kavşak çalışmaları sonrasında hiçbir ışığa rastlamadan kilometrelerce yol gidebiliyorsunuz. Gittiğiniz yol otoyol özelliklerinde değil. Yani hayvan ve yaya trafiğine yasaklanmış, çevresinde hayvan ve yayaların girmesini engelleyecek önlemler alınmış yollar değil. Zaten şehir içerisinde oldukları için hız sınırlaması da var: saatte 50 km.
Yıllardır Ankara'da yaşıyorum ve yaklaşık 14 yıldır araba kullanıyorum. Yol genişletme çalışmaları sonrasında, kent isimli yolların hiç birisinde sürekli uygulanan hız kontrolü görmedim. İki üç gün uygulamalar görmüştük bir dönem Eskişehir yolunda. Ancak, bu uygulamalar da sürekli olmadı ne yazık ki. Yurt dışında bulunmuş olanlarınız bilecektir, hız sınırlarına uymamanın cezası ağırdır. Hele bu suçu işlemekte ısrarcı olursanız psikolojik testten geçirilirsiniz. Ülkemizde trafik kazalarını görünce hızını düşüren ve hız ölüm getirir işte böyle tespitini yaptıktan sonra, kaza yapan araçtan daha hızlı seyrine devam edenler çoğunlukta.
Ankara gibi mesaisi ve trafik yoğunluğunun hangi saatte nerede olacağı tahmin edilebilen bir şehirde mesaileri ayarlamak, toplu taşımı geliştirmek, metro-tramvay-otobüs sayısını ve güzergahını arttırmak gibi alınabilecek bir çok önlemden önce yolları otobanlara çevirmek btrafik bilinci yüksek (!) ülkemizde kazaları çok arttıracaktır. Bu öngörümün gerçekleşmemesi tek dileğim. Bunu engelleyebilmemiz için trafik kurallarına (hız sınırları öncelikli olmak üzere) uymamız yeterli aslında. Nedense hiç umudum yok...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.