Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Televizyon izleme saatlerine baktığımızda gittikçe artan rakamlar görüyoruz. Evlerimizde olduğumuz süre boyunca (uyku dışında) açık olan bu cihazlara mobil ortamlarda da erişmek isteyenleri ilgilendireceğini düşündüğüm mobil televizyon konusundaki gelişmeleri anlatmaya çalışacağım bir dizi yazı yazmaya karar verdim. Öncelikle konunun teknik yönünü ele almaya çalıştım. Hatalar görürseniz, ya da paylaşmak istediğiniz bilgiler varsa yorum kısmına yazmanızı ya da e-posta göndermenizi rica ederim.
3. nesil cep telefonu lisansının yakında verileceği düşünülürse, mobil cihazlardan (cep telefonu, pda, notebook vs) televizyon yayınlarının çoğalacağı söylenebilir. Bu konuda iki farklı teknoloji kullanılıyor. Kullanılacak frekans, cihazların tüketeceği güç, kapsama alanı, servisin özelliği gibi farklı parametrelerle şekillenen bu iki teknoloji: streamed mobile tv (tam karşılığını bulamadım ama akış yayın denebilir belki) ve broadcast mobile tv (birine akış yayın deyince burda iş daha zorlaşıyor en iyisi olduğu gibi bırakmak :)
Streamed mobil tvde, cihazlara gönderilen yayın için iki yöntem kullanılabiliyor. Birincisi, her yayın isteyen cihaza bir akışın (stream) başlatılması şeklinde (unicast olarak) yapılıyor. Bu yöntem, genellikle 2. nesil ve 2.5 nesil olarak adlandırılan sistemlerde kullanılıyor. Eş anlı bağlantı sayısı fazla olmadığı sürece sorun çıkartmayan sistem, eş anlı bağlantı sayısının artması ile birlikte hem ağda (network) hem de sunucu tarafında (server side) yığılmalara neden oluyor. Streamed mobil tvdeki diğer yöntem ise Multimedia Broadcast and Multicast Services (MBMS-Çoklu ortam yayın ve çoklu gönderim servisleri). MBMS, 3.nesil ile birlikte duymaya başlayacağımız teknolojilerden. Bu yöntem ile unicast'in sebep olduğu yığılmalar engellenmeye çalışılıyor. Her kullanıcıya ayrı akış gönderilmesi yerine bir akıştan birden fazla kullanıcıya yayın ulaştırılması amaçlanıyor.
Broadcast mobile tvye gelirsek burada da tek yöntemden söz etmek olanaklı değil: DVB-H, DMB, DAB-IP, ISDB-T, MediaFlo öne çıkanları. Farklı ülkelerin, farklı şirketlerin desteklediği ve standart olarak kullanılmasını sağlamaya çalıştığı bu yöntemlerin ayrıntılarına blog yazısında girmek olanaklı değil elbette. Ancak, herbiri ile ilgili sayfalara bağlantılar izlenerek ayrıntılar öğrenilebilir. Bağlantılar İngilizce ne yazık ki. Broadcast mobile tvde seçilen yöntemlerin herbiri yayın için kullanılan yöntemlere dayanıyor. Kullanılan frekans da cep telefonu şebekelerinin kullandığından farklı.
Mobil televizyon ile ilgili tartışılan bir diğer konu ise içerik. Yayının nasıl ulaşacağını kısaca ele almaya ve açıklamaya çalıştım bu yazı ile. İçerik ile ilgili tartışmalara ise bir sonraki yazıda değineceğim.
3. nesil cep telefonu lisansının yakında verileceği düşünülürse, mobil cihazlardan (cep telefonu, pda, notebook vs) televizyon yayınlarının çoğalacağı söylenebilir. Bu konuda iki farklı teknoloji kullanılıyor. Kullanılacak frekans, cihazların tüketeceği güç, kapsama alanı, servisin özelliği gibi farklı parametrelerle şekillenen bu iki teknoloji: streamed mobile tv (tam karşılığını bulamadım ama akış yayın denebilir belki) ve broadcast mobile tv (birine akış yayın deyince burda iş daha zorlaşıyor en iyisi olduğu gibi bırakmak :)
Streamed mobil tvde, cihazlara gönderilen yayın için iki yöntem kullanılabiliyor. Birincisi, her yayın isteyen cihaza bir akışın (stream) başlatılması şeklinde (unicast olarak) yapılıyor. Bu yöntem, genellikle 2. nesil ve 2.5 nesil olarak adlandırılan sistemlerde kullanılıyor. Eş anlı bağlantı sayısı fazla olmadığı sürece sorun çıkartmayan sistem, eş anlı bağlantı sayısının artması ile birlikte hem ağda (network) hem de sunucu tarafında (server side) yığılmalara neden oluyor. Streamed mobil tvdeki diğer yöntem ise Multimedia Broadcast and Multicast Services (MBMS-Çoklu ortam yayın ve çoklu gönderim servisleri). MBMS, 3.nesil ile birlikte duymaya başlayacağımız teknolojilerden. Bu yöntem ile unicast'in sebep olduğu yığılmalar engellenmeye çalışılıyor. Her kullanıcıya ayrı akış gönderilmesi yerine bir akıştan birden fazla kullanıcıya yayın ulaştırılması amaçlanıyor.
Broadcast mobile tvye gelirsek burada da tek yöntemden söz etmek olanaklı değil: DVB-H, DMB, DAB-IP, ISDB-T, MediaFlo öne çıkanları. Farklı ülkelerin, farklı şirketlerin desteklediği ve standart olarak kullanılmasını sağlamaya çalıştığı bu yöntemlerin ayrıntılarına blog yazısında girmek olanaklı değil elbette. Ancak, herbiri ile ilgili sayfalara bağlantılar izlenerek ayrıntılar öğrenilebilir. Bağlantılar İngilizce ne yazık ki. Broadcast mobile tvde seçilen yöntemlerin herbiri yayın için kullanılan yöntemlere dayanıyor. Kullanılan frekans da cep telefonu şebekelerinin kullandığından farklı.
Mobil televizyon ile ilgili tartışılan bir diğer konu ise içerik. Yayının nasıl ulaşacağını kısaca ele almaya ve açıklamaya çalıştım bu yazı ile. İçerik ile ilgili tartışmalara ise bir sonraki yazıda değineceğim.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.