Martin Mystere'i hiç okumuşluğum yok ama İmkansızlıklar Detektifi'ni tanıyorum. Blog macerasına başlamama neden olun kişidir kendisi. Yani "bu adam deli midir neden böyle aklına geleni yazıp duruyor" diye kızıyorsanız bana, benden önce kızmanız gereken kişi Martin'dir.
Kendisi ile ilk sohbet şansımız İngiltere'de bir eğitime beraber katılacak olmamız nedeniyle eğitim öncesi verilen yemekte olmuştu. Ne günlerdi ama. Soğuk bir Şubat ayı, tarihi iyi hatırlıyorum. İngiltere'de deli dana hastalığı olduğundan bir hafta boyunca aynı Azeri pizzacıdan "no meat" peynirli pizzalarını, İbrahim Tatlıses ve Ferdi Tayfur müzikleri eşliğinde yedikten sonra "yahşi yahşi" diyerek teşekkür ettiğimizi nasıl unutur insan. Sonrasında Martin İstanbul'dayken bir süre görüşemedik. Neyseki kesin dönüş yaptı tekrar. İyi ki varsın sevgili Martin. Hayata farklı pencereden bakan insan sayısı fazla değil günümüzde. Sen bir detektif olarak elbette farklı bakacaksın...:)
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.