Ana içeriğe atla

Göksu Restaurant

Özellikle öğlen saatlerinde Kızılay, Sakarya civarında düzgün yemek yiyeceğiniz bir yer arıyorsanız en doğru seçim Göksu Restaurant olacaktır. Meşhur Otlangaç'ın karşısına denk düşen mekan, hızlı ve özenli servisi, lezzetli ve fahiş olmayan fiyatları ile bölge insanlarının gönlünde çoktan taht kurmuş. Öğle saatlerindeki kalabalığa karşın hızlı ve özenli servisin sırrı yeterli sayıda personel çalıştırmak olsa gerek. Yemeklerinde etsiz çeşitlerinin az oluşu dışında kusuru yok denebilir. Akşam servisini hiç denemedim, ancak akşamları Sakarya'ya gidenlere fazla hitabetmeyebilir.
Afiyet olsun.
GÖKSU RESTAURANT
Bayındır Sokak No: 22 / A Kızılay - ANKARA
tel 312 431 47 27 - 431 22 19

Yorumlar

  1. harika bir yerrr ve ben haftanın 4 günü orada yemek yerim personel ve müdürleri çok şeker insanlarrrr mehmet bey sıcacık gülüşüyle sizi karşılıyor ve çok yakışıklııı:)

    YanıtlaSil
  2. harika bir yer.güleryüzlü.personel
    temiz hijyen,saygın karşılama,saygın uğurlama diyecek söz yok.

    YanıtlaSil
  3. bence öğleyinden başka akşam da denenmeli enfes ızgaraları balık ve doğu mutfağı bi harika aynen pırrrrrr gibi

    YanıtlaSil
  4. nenehatun biran önce açılmalı bence kaliteye devam harikasınız

    YanıtlaSil
  5. merhaba;
    güleryüzlü ve ilgili bir personel ve çok lezzetli yemekler, göksu denince ilk akla gelen şeyler bunlar.
    herkese tavsiye ediyorum, patlıcan söğürme ile başlayabilirsiniz :)
    senem mert

    YanıtlaSil
  6. yaklaşık 15 senedir acabalarla gitmediğim tek mekan.her şey çok iyi.yalnız bir ricam kendi web sayfasını görmek istiyoruz.eğer olmaz ise resim şart.afiyet olsun.

    YanıtlaSil
  7. obur şubenızi cok merak edıyorum nezaman acılacak

    YanıtlaSil
  8. google'da arayınca ilk sırada bu haber çıkıyor olsa bile Göksu Restaurant'ın işletmecisi değilim. Sadece yemeklerini seven bir müşteri.

    YanıtlaSil
  9. Nenehatun şubesi ne zamn açılacak kimse bişey demeyecekmi.merakla bekliyoruz yeni yeri.tabiki yemekleride.!!!

    YanıtlaSil
  10. nenehatun şubemiz eylül ve ya ekim ayında açılacak

    YanıtlaSil
  11. yeni yerinin açılış tarihinin her yıl nisan ve eylül ayı olduğu söylenen ama ne zaman açılacağının belli olmadığını düşündüğüm. Kızılayda ki kalitesinin devam ettiği takdirde kızılaydaki gibi olmasa bile nenehatun caddesinde de iş yapabileceğini düşündüğüm mekan.

    YanıtlaSil
  12. Aldığım duyumlara göre bayram sonrası açılacakmış Nenehatun'daki yeni yer.

    YanıtlaSil
  13. zaten hep öle diolar önemli günlerden sonra açılıo ama tarih yok ortada ama yinede beklemeye değer

    YanıtlaSil
  14. öncelikle lokantamız için yapmış olduğunuz yorumlara çok teşekkür ederim.yeni yerimizi açmakta gerçekten biraz geciktik ama bu gecikmenin sebebi sizlere en mükemmeli sunma arzumuzdan kaynaklandı ama inanın muhteşem bir mekan oldu ve tabiki buna ilave olarak menü ve personel eğitimi tamamlandı yani artık ocakta açabiliriz diyoruz.sizlere ve ankaralılara hoş kaliteli hesaplı bu mekenı biran önce açmak dileğiyle saygılar sunarım.göksu restaurant işletme müdürü

    YanıtlaSil
  15. ocakta açıcaz demişsiniz hafta osnu ankaraya gelmeyi düşünüyorum açıldı mı?

    YanıtlaSil
  16. Bugünlerde Nenehatun caddesindeki mekanda hummalı bir hazırlık göze çarpıyor. Bu haftasonuna açılmış olur mu bilemiyorum tabii. İşletmeciden bilgi gelirse zevkle yayınlarım...

    YanıtlaSil
  17. İşkembe ve dürüm vb. yenilebilecek yeri açılmış diye duydum. Ama gözümle de görmeden inanamam.

    YanıtlaSil
  18. Gözüm ile gördüm. Gerçekten açılmış dediğiniz bölümü. Henüz gidip denemek kısmet olmadı. Zaten gidip görünce sizler için de fotograflayacağım...

    YanıtlaSil
  19. evet alt katta işkembe salonu açılmış çorbasını severek içtim ve herşeyiyle yine muhteşem.4 4lük bir yer olacağı şimdiden belli.her zaman ki gibi.

    YanıtlaSil
  20. fiyatlar nasıl kızılaya göre zamlı mı

    YanıtlaSil
  21. ben gittim ve bayıldım içerde muhteşem bir atmosfer yaratılmış göksu denince sakaryadaki gibidir diye düşünüyorsunuz ama gidin ve görün inanamayacaksınız ayrıca yemekler aynen kızılaydaki gibi fiyatlar çok uygun personel gayet ilgili başarılar dilerim

    YanıtlaSil
  22. Ankara da 1994 yılından beri perakende sektöründe hizmet vermeye başlayan ADAM BİLGİSAYAR LTD ŞTİ hizmet ağını genişleterek iş süreçlerine MYARES restaurant yazılımını da ekleyerek bu alanda da ciddi bir başarı yakalamıştır.
    Hızla gelişen teknolojik dünyada her söktörde olduğu gibi restaurant yönetiminde de oluşan önemli kayıpları ve müşteri memnuniyetini kullanıma sunduğu IBM SP 500 dokunmatik ekranlarla daha güvenli daha hızlı sağlamış ve estetik duruşuyla da bu alanda önemli bir yer edinmiştir.
    Kuruluşunu yapmış olduğu Göksu Restaurantta bu sistemle çalışmalarını gerçekleştirmektedir.1945 yılından beri kızılay bayındır sokakta bu sektörde hizmet veren,müşteri kalitesini ve memnuniyetini ön plana alarak personel ve sunumunun şıklığı ile Ankara’nın seçkin restaurantlarındandır. Göksu restaurant işletmelerine nenehatun şubesi ile yenisini ekleyerek yine MYARESi seçerek ve bu yazılıma bağlı arka ofis yazılımında MYASOFT çözümüyle işleyişlerine başlamıştır.

    Iş hacmini ciddi bir şekilde artıran Göksu Rest.satış terminalleri ve restaurant yönetim teknolojilerinin de katkısıyla, tezgah-ardındaki verimlilik ve hizmet süratinde de belirgin gelişmeler gerçekleşmiştir.
    SP 500 dokunmatik ekranlarla çalışmak masa siparişlerinin eksiz ve hızlı bir şekilde mutfağa gitmesini sağlar ve mutfak bölümlerinde mutfak yazıcılarıyla fonksiyonel biçimde çalışır.her siparişin hangi mutfak yazıcısından çıkacağı hangi masaya gönderileceğine kadar detaylar sunar.bu işleyişte müşteri memnuniyetini artırır.masada alınan sipariş için garsonun mutfağa kadar gitmesine gerek kalmaz ayrıca eskiden yürütülen çalışmalarda garson siparişini kalem kağıt kullanarak yapıyordu burada yazılan siparişin doğru bir biçimde de okunmasında ve hazırlanmasında aksaklıklar yaşanıyordu buda bir zaman ve emek kaybıydı ve tabi ki müşteri kaybı.bu sistemle geliştirilen çözüm tüm bunları ortadan kaldırdı.
    Hem tezgah önü hem tezgah arkası servis işleyişini hızlandırıcı yemek kalitesini yükseltici ve masa kullanım hacmini artırıcı etkisiyle hem üretkenlik hemde müşteri memnuniyeti üzerinde oldukça önemli etki oluşturmuştur.
    500 ü aşkın ürün çeşidiyle siparişlerini müşterilerine hızlı ve doğru biçimde sunmaktadır.Ve personelin müşteri ile daha çok ilgilenmesini sağlamaktadır.SP 500 pos cihazlarının kullanımı müşteri üzerinde de olumlu etki yaratmaktadır.
    Tüm mutfak bölümlerinde bağlı bulundukları garson pos cihazına ait siparişlerin ulaştığı mutfak yazıcıları vardır.her şefe içeriklerin pişme süreçlerine bağlı liste ulaşır buna bağlı olarak artan yiyecek kalitesinin bir sonucu olarak yine müşteri memnuniyeti ön plana çıkar yiyeceklerin sıcak olmadığı veya servise yetişmemesi gibi bir durum yaşanmaz.
    Alınan siparişle başlangıç ve ana yemek arasında geçen zamanında doğru kullanımına olanak sağlayarak müşterinize daha rahat bir ortam sunmaktadır.
    Toplam yeme süresinin hızlanmasının üç önemli sonucu vadır:
    • müşterilere mümkün olan en taze yiyecekler en sıcak şekilde servis edilir.
    • Toplam sipariş verme süresi net olarak hızlanır.
    • Yer bulma olanağı belirgin bir biçimde artar; yoğun zamanlarda neredeyse % 50’ye varan bir oranda.
    Günümüz jenerasyonuna ait müşteriler için esneklik daha önemli bir konudur.İnsanlar rahatlamak ve ilgilenilmek isterler. Yine de, zamanlarını kontrol edebilmeyi de isterler. Bu bir ikilem gibi görünebilir. Misafirlerimizin acelesi olduğunda restaurant personelinin müşterinin tam olarak ne kadar zamanı olduğunu anlayabilmesi ve servisi buna göre adapte edebilmesi gerekir. Siparişin mutfağa ivedilikle iletilmesini ve buna ek olarak mutfak ekipmanının en verimli şekilde kullanılmasını sağlayan listelemeye olanak veren teknolojilerin bu sürece büyük katkısı olur.
    Programın arka office programı MYASOFT bölümünde ise satınalma, tedarik zinciri, siparişler,satış ciro takibi,ürün listeleri-menü planlama finans-personel işlemleri yapılıyor restaurant raporları alınabiliyor.isterseniz bu işlemleri onlıne olarakta herhangi bir yerden takip etmenizede imkan sağlıyor.
    Myasoft Myares sistemi ile yeni menüler,fiyat ayarlamaları ve diğer değişiklikler tüm restaurantlara anında dağılımını gerçekleştirir.bu programda zincir restaurant genelinde veritabanı tutarlılığı sağlamakla kalmaz ayrıca personelin veritabanını tek tek güncelleme olayını da internetle güncelleme sağlayarak ortadan kaldırır hata yapılma riski oluşturtmaz.
    Bu yatırımın geri dönüşünde ise çok ciddi getirileri direk görebilirsiniz.yürüyerek mutfağa siparişlerin iletilmesindense doğrudan iletilmesi önemli bir zaman tasarrufu demektir özellikle 5-6 katlı bir restaurantta 1 mutfak sözkonusu ise.Bu sistem daha dayanıklı olmasına şimdi ve uzun vadede daha fazla esneklik sağlamasına bağlı olarakta hesaplıdır.

    YanıtlaSil
  23. ben 23 yıldır nenehatunda oturuyorum ,15 senedir otelçilik ve lokantacılık deneyimim var.merak ettim arkadaşlarımla beraber mekana gittim,enfes bir yemek ,hoş bir karşılama ,tatlı bir misafirperverlikçok sayılmayacak bir hesap.kelimenin tam anlamı ile on numara.işletme sahibine allah bol kazançlar versin ,herşey için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  24. HERŞEYİN LEZZETİ NEFİSSS... YILLARDIR GİDERİM, HER ZAMAN MUTLU VE MUTLU AYRILDIM :))) TÜM FORMAL & SAMİMİ MİSAFİRLERİMİ DE İTİNA İLE ORAYA GÖTÜRÜRÜM, BİR KEZ BİLE MAHÇUP ETMEDİLER BENİ :))) BUNCA YILDIR HİZMET VE LEZZETTEN ÖDÜN VERMEDEN ÇALIŞTIKLARI İÇİN ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUMM.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.

Son haftanın en çok okunan 10 yazısı

bir kez daha, nedir bu sayısal karasal televizyon?

Blog sayfamda DTT etiketiyle yayınlanmış 100'e yakın içerik bulunsa da, geçenlerde buluştuğumuz lise arkadaşlarımın sorusu üzerine, bir kez daha yazmaya karar verdim. Bilenler, okumadan geçebilir. Bilmeyenler ve sektörün uzağındaki kişiler düşünülerek hazırlanmış bir yazıdır.  Soru - yanıt şeklinde kurgulanmış yazılarımın daha çok okunduğu gözlemi üzerine, buyurun sık sorulan sorularla Sayısal Karasal Televizyon: Şimdi tam olarak neden bahsediyoruz? Çanak ile izlediğimiz televizyon mu?

Anıttepe, sokaklar, anlamlar

Ankara, ne yazık ki, içerisinden su geçen şehirlerden değil. Aslında daha doğrusunu söylersem, içerisinden geçen suların üzerini kapatıp yok eden bir kent. İncesu deresi, Kavaklı dere, Ankara çayı hep üzeri kapatılıp, halının altına süpürülen tozlar gibi gözden ırak tutulup unutulmuş kent suları. Hal böyle olunca Başkent, akar suyun kente sağlayacağı güzelliklerden yoksun. Neyse ki arayan için gizli güzellikler barındırıyor.   Anıttepe, bu gizli güzellikleri saklayan semtlerden. Anıtkabir, yılın her mevsimi caddelerden eksik olmayan turist otobüsleri, resmi bayramlarda protokol için kapatılan yollar, son dönemde sıklıkla düzenlenen mitinglere ev sahipliği yapan Tandoğan meydanı, Çankaya Belediyesi'nin  konserlerinin mekanı Anıtpark Anıttepe denildiğinde ilk aklıma gelenler. Ve tabii, geçenlerde bir yarışmada soru olarak da yöneltilen sokak isimleri: Ordular, İlk, Hedef, İleri, Ata ve Akdeniz caddesi.    Anıtkabir'in sınırını oluşturan 3 cadde bulunur: Gen...

baston

Ulus'a gelmeyeli epey olmuş demek ki. Eskiden Hal'in içindeydi bu balıkçılar, şimdi sokağa kurmuşlar tezgahlarını, diye düşünerek Erzurum Oteli'ne doğru yürümeye devam etti. Sokağa kurulan tezgahlar nedeniyle zorlukla ilerleyebiliyordu. Hoş sokak boş olsa da elindeki baston, hızlı yürümesine imkân vermiyordu. Çok merdiven çıkmışım zamanında, diye anlatırdı soranlara. O kadar çok merdiven kullanmışım ki sonunda eklemlerimde sıvı kalmamış. Şimdi bu merete muhtaç oldum. Söyledikleri doğru muydu kendisi de bilmiyordu. Gençliğine dair anıları sisler içindeydi.  Simitçi, öğlen simitlerinin tazeliğini etrafa duyururken bastonuyla yavaş yavaş ilerleyen Sami'yi görüp, işte öğlen simidine hayır demeyecek birisi dedi yanında duran midyeciye.  Evladım ver bakalım bana bir simit ama çıtırından olsun. Bu esnaf niye sokağa dökülmüş, Hal'e ne oldu sen bilirsin.  Amca, Hal bakım onarımda, geçici süreliğine sokağa aldılar tezgahları.  Beni de bir bakım onarıma alsalar ne güzel olur. ...

ekmek kavgası

Biraz dikkat etsene.  Asıl sen dikkat et. Kanatların gagamın içine girecek. Yer yokmuş gibi dibimden uçuyorsun. Heyecan yaptığın da bir şey olsa. Gene kuru ekmek.  Eskiden şu adamdan yem alır atarlardı. Şimdi simidini bile paylaşmıyor kimse. Kuru ekmeği de bulamayacağımız günler gelir mi dersin.  Umarım düzelir işler. İnsanların yüzünden düşen bin parça. Herkes sinirli, herkes gergin. Yollarda da çok dikkat etmek gerek. Eskisi gibi değil arabalar. Geçenlerde bir kaç arkadaşımızı asfalta düşen yiyeceklerle meşgulken kaybettik.  Sorma, duydum onu konuşuyorlardı. Pek sık olmazdı bu durum.  Daha sakindi insanlar. Sabırlıydı.  Artık öyle değiller. Bir de biz başlamayalım.  Kalbini kırdıysam özür dilerim. Haydi bak kalabalık dağılmış. İstersen gel biz de ağaçtan aşağıya süzülelim, kalanlarla karnımızı doyuralım.  

kedi

Yanıma yaklaşırlarken, ne yalan söyleyeyim endişelendim. Şapkalı bir adam, yanında beyaz montlu bir kız çocuğu. Adam elindeki telefon ile fotoğraf çekiyor. Bizlere karşı ilgisiz görünüyor. Kız yaklaştı önce. Ne zamandır okşanmamış başıma kibarca dokundu. Doğru bir iş yaptığını anlatmak için başımı uzattım. Çenemi de kaldırıp bir sonra kaşıması gereken yeri gösterdim. Adam tam karşıma geçti ve telefonunu yüzüme doğrulttu. Sanırım benim fotoğrafımı çekiyor. Bir yandan kız ile konuşuyorlar. Neden bahsediyorlar anlamıyorum. Kaç gündür yağan yağmur sonrası yüzünü gösteren güneşe karşı böyle okşanmak çok iyi geldi.  Mama istediğimizi düşünürler. Oysa çoğu kez başımızın, çenemizin sevgiyle okşanmasıdır tek ihtiyacımız.

yağmur

Yağmur damlaları arabanın silecekleriyle yarış halindeydi. Az önce temizlenen yerler, gökten düşenlerle yeniden ıslanıyor ve görüşü bozmaya devam ediyordu. Binalar ve şehir uzaklaşırken, ne yapıyorum gerçekten diye düşündü. İç sesini sözle tekrarladığını fark ettiğinde, arabada yalnız olduğuna şükretti. İş çıkışı, akşam trafiğinde kendi kendine konuşmak pek garip karşılanmazdı gerçi. Bu aralar akıl sağlığını korumak herkes için zordu. Zor zamanlardan geçiyoruz, dedi kendi kendine. Hangi zamanımız kolay oldu ki diye ekledi. Kendine hak verdiğini fark edip güldü.  Hava kararmaya başlayacak birazdan, daha çevre yoluna bile gelemedim. Bu gidişle bugün rekor kıracağım. Neyse ki evde bekleyenim yok.  Bekleyeni olmadığına sevinmesi garibine gitti. Çocukluğu ve gençliği boyunca kendisini hep kalabalık bir ailenin babası olarak hayal ettiğini hatırladı. Karısı, kızları ve oğulları ile güle eğlene yaşayıp gideceği kocaman bir ev görürdü ne zaman geleceği düşünse.  Oysa hiç evlenmed...

Yabancı dil öğrenmek üzerine: DuoLingo deneyimimim

kızımın çizgileri Ülkemizin kanayan yaralarından birisidir sanırım, yabancı dil öğrenmek. Onlarca kurs, yüzlerce kitap, saatlerce ders ve sonuç: anlayan (en azından anladığını düşünen) ve konuşamayan kişiler... Bir yerlerde bir sorun olduğu kesin, ama nerede? Farklı zamanlarda, 3 kez Fransızca kursuna gittim. İlk seferin ardından, aslında bir temel bilgim olmasına karşın, her seferinde en baştan başladım, hiç bilmiyormuşum gibi. Ne yazık ki kurslarda öğrendiklerim kalıcı olamadı. Şimdilerde, 70 gündür, her sabah DuoLingo ile çalışıyorum. Ücretsiz ve arada çıkan reklamlarla devam eden sürümünü kullanıyorum. Eminim farklı online dil kursları da vardır. Online platformda, kurslarda olmayan ne var diye düşününce bir kaç şey tespit ettim. Belki sizlerin de işine yarar diye paylaşıyorum: Yabancı dil öğrenmek, sürekli ve kesintisiz tekrar gerektiren bir süreç. Kurslar, sadece haftanın belli günleri, bir kaç saat için ve çoğunlukla, günün en yorgun olunan akşamlarında oluyor. ...

beklenen

Gelecek mi acaba? Saat öğleni geçti. Güneş tepede değil artık. Burada sözleştiğimize eminim. Telefonuna da ulaşılamıyor. Alışılmadık bir durum değil, telefonla ona ulaşamamak. Ya çalar duymaz, ya açmayı unutmuştur. Neyse ki bankta yer buldum, bir aşağı bir yukarı yürümekten kurtuldum. Geçen hafta mesajlaştığımızda kararlaştırmıştık buluşma yerini. Dalyan'daki Beltur'un önü diye. Yarım saat geçmiş ama umudumu koruyorum.  Neşeyle koşturan köpekler, onlara endişe ile bakan kediler, kedilerin mamalarına dadanan martılar ve hepsine aldırış etmeden bağıran kargalar... Caddebostan sahilinde sıradan bir öğleden sonra. 

Almanya'da televizyon yayınlarına erişim

Televizyon yayınları kablolu ve kablosuz olmak üzere iki ortam kullanılarak evlere ulaştırılır. Her iki ortam için de farklı uygulamalar bulunmaktadır. Kablonun kullanıldığı durumlarda Kablo TV, IPTV seçenekleri mevcuttur. Kablosuz ortam için ise uydu ve karasal vericiler kullanılabilir. Her ortamın kendisine göre avantajı, dezavantajı vardır. Daha ayrıntılı analizlerde, yayıncı için ve izleyici için avantajlar ve dezavantajlar olduğu görülecektir. Hatta ülkelerin düzenleyici denetleyici kuruluşlarının desteklediği ve/veya kösteklediği televizyon dağıtım yöntemleri olduğu söylenebilir.  Bu uzun girişi yazmamın sebebi, Arthur D. Little adlı araştırma kuruluşunun yakın tarihte yayınladığı bir araştırma. Lars Riegel ve Julien Duvaud-Schelnast imzalı   Almanya'da TV Platformları 2014 ve sonrası başlıklı 10 sayfadan ibaret rapor, Almanya'da son dönemin sıcak tartışma konusu durumundaki sayısal karasal televizyonun geleceğine ilişkin önemli analizler içeriyor. Geçti...

martı

Martı kadar özgür olmak isterdim bu hayatta. Gemilerin ardında kâh adadan adaya, kâh Anadolu'dan Avrupa'ya dolaşmak isterdim. Avazım çıktığı kadar bağırmak, yorulunca denizin üzerinde dinlenmek, sıkılınca kayaların tepesinde güneşlenmek... Kim bilir martılar ne düşünüyor bize bakınca. Acaba onlar da diyor mudur şu dünyada insan olsaydım diye. Kalabalık şehirlerde, sıkış tepiş otobüslerde, akmayan trafiğin içinde kalakalmış arabalarda, sel halinde dolaşan insanların arasında biz de olsaydık diyor mudur?