Gölgeleri oldum olsası sevdim. Işığın somut göstergesi gibi geldi bana. Işığın yönüne ve şiddetine göre değişmesini, hayatın farklılaşan akışına benzettim. Uzayan kısalan, koyulaşan belirsizleşen gölgeler... Gölgelerin bu suskun ama etkili varlığı çağrışımlar yaptı ömrüm boyunca. Kökenleri çocukluk yıllarıma kadar uzanıyor belki. Ağaçların uzayan gölgelerini izlerken fark etmiştim ışığın ve karanlığın birbiriyle oyununu. Her gölgenin, öyküsü başkaydı; kimi dinginlik, kimi merak, kimi endişe içerirdi. Sessiz sinema gibi, sözsüz öyküler, giz ile görünen arasındaki ilişkiyi mi yansıtıyor acaba? Gölgelerin etkileyici olmaları biraz da bu yüzden sanırım, hayal gücümüzü işe koymaları. Görünen ile giz arasını doldurması bize kalıyor.
NE YAZIK Kİ NEVERLAND KİTABEVİ KAPANDI....BU YAZI GÜZEL BİR ANI OLARAK ARŞİVLERDE DURUYOR....
Ankara'da yaşayıp Metropol sinemasını bilmeyen yoktur. Eskiden sokak olan şimdi cadde adını almış Selanik'te yer alan, Kızılay'ın eski sinemalarından. Tüze grubunun işlettiği, özellikle büyük salonlarında film izlemenin keyifli olduğu bir sinema. Yakın zamanda tadilat geçirdiğini ve artık daha güzel bir yer olduğunu belirteyim.
Ankara'da yaşayıp Metropol sinemasını bilmeyen yoktur. Eskiden sokak olan şimdi cadde adını almış Selanik'te yer alan, Kızılay'ın eski sinemalarından. Tüze grubunun işlettiği, özellikle büyük salonlarında film izlemenin keyifli olduğu bir sinema. Yakın zamanda tadilat geçirdiğini ve artık daha güzel bir yer olduğunu belirteyim.
Metropol sineması değil ancak bu yazımın konusu. Sinemanın tam karşısında, dışarıdan önemi çok da belli olmayan Neverland kitabevi. Önemi belli olmayan diyorum çünkü Türkiye'nin ilk çocuk kitabevi. "Kitapları çocukların ulaşabileceği yerler koyduk" demeleri boşuna değil. Gerçekten de 5-6 yaşındaki beyler ve hanımların boylarına göre düşünülmüş rafların yerleşimi. Kitabevinin sahibinin "çocuklar için bir şey yapmalı" diyen bir öğretmen oluşu, birazdan mekanın içini anlatınca sizlerin de hak vereceği insan ve hayvan sevgisi, işini severek yapması bu kitabevini, bildiğimiz kitabevlerinden ayırıyor.
İçeri girdiğinizde bir gözünüz kitaplara bakıyorsa diğeri mutlaka yerlere baksın. Çünkü, ayağınızın civarında merakla hoplayan bir tavşanı rahatsız edebilirsiniz istemeden. Çocuk kitapları satan bir kitabevinde onların ilgisini çekecek şeyler bulmak önemli olsa gerek. Küçük tavşancıkları merakla dolaşırken izleyen çocuğunuz, kitap için olmasa bile, onları sevmek için buraya sık sık getirilmek isteyecektir. Tavşanlar, küçük evlerinde, evlerinin bahçelerinde mutlu mutlu marol kemirirken, onların öykülerini anlatan kitapları sevdirmek daha kolay olacaktır. Merak etmeyin, kitabevinde size hitabedecek güncel kitapları da bulabilirsiniz.
Neverland, Peter Pan'ın düşler ülkesi, olmayan ülke, yokyer vs gibi çeviri denemeleri ile Türkçe'ye aktarmaya çalıştığımız Kaf Dağının ardındaki ülkesinin ismi. Bu ismi olduğu gibi kullanmak bence en doğru seçim olmuş. Bu ismi, diğer yabancı isimli mekanlarla kıyaslamak ve kitabevini eleştirmek haksızlık olur.
Ankaramızda böyle bir güzelliği sizlerle paylaşmak istedim. Çocuğunuzu ya da bizim yaptığımız gibi içinizdeki çocuğu götürün Neverland'e. Önce tavşanları, elinize almadan ama, sevin.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.