Metrodan çıkmak için yürüyen merdivene adımımı attığımda, dışarıda beni nelerin beklediğinden haberim yoktu. Okula, işe yetişme telaşında olanların kalabalığı bitmiş, toplu ulaşım, acelesi olmayanlara kalmıştı. Merdivenin son basamağını geldiğimde sokak sakin ve huzurlu görünüyordu. Sabahın serinliği yerini öğleye geçişin ılıman haline bırakmıştı. Kediler ve martılar duvar diplerine bırakılmış yemleri paylaşıyor, kargalar bu paylaşımdan kendilerine de pay düşecek mi merakıyla olan biteni izliyordu. Her zaman döndüğüm sokağı es geçip ilerledim. Yeni sokak, yeni binalar, yeni yüzler... Tek sokak değiştirince bile karşıma çıkanların farklılığı şaşırttı. Yürümeyi sürdürdüm. Güneş yükselirken bulutsuz gökyüzü alabildiğine maviydi. Karşılaştığım insanların kiminin yüzü tanıdık gelse de bir çoğunu ilk kez görüyordum. Oysa sadece bir sokak değiştirmiştim. Sokağın sonundaki kafenin bahçesinde yaşlı bir çift sabah kahvesi içiyordu. İkisi de sokağa dönük, yan yana san...
Büyük şehirde yaşayan ve çalışmak zorunda olan çoğunluktansanız yazdıklarımı daha iyi anlayacaksınız. Bizim gibilerin, yani işi olan şanslıların, hafta içi sıradan günü sabah 7 gibi başlar. Fokurdayan su ısıtıcısının sesi sabah sabah haber veren televizyonun sesine karışırken, önceki geceden beri ne değişmiş olabilir ki diye düşünmeden dikkatle dinleriz söylenenleri. En iyi olasılıkla on saat sonra döneceğimiz evimize veda edip kendimizi yollara vururuz. Kentin trafiğine, iş yerinin yakınlığına, ulaşım aracının hızına göre yarım saat ile iki saat arası süren yolculuktan sonra iş yerine ulaşırız. Para kazanmak için bedenimizi ve ruhumuzu kiraladığımız iş yerinde kira bedeli karşılığı üretmek zorunda olduğumuz "iş"i üretip akşam olmasını bekleriz. Akşam olunca farklı bir şey olmayacağını biliriz oysa. En iyi olasılıkla sinema, konser, tiyatro gibi yerlere gidip "eğlenecek", genellikle ise akşam yemeği sonrası televizyon karşısında yerimizi alacağız. Sevdiklerimizle keyifli vakit geçirecek enerjimizi ise kira karşılığı işverene sunmuşuzdur. Hafta sonları kentçe eğlence ve alış veriş günüdür. Hiç bir alış veriş merkezi oto parkında yer olmaz. Sinemalar tıklım tıklımdır. Hava güzelse piknik yerlerinde örtünüzü serecek boşluk kalmamıştır.
Nedir bu sonuçsuz çabanın sebebi? Daha yapıcı soru: Bu iş başka türlü olamaz mı? Zaman bulduğumda benim önerimi yazacağım. Bu arada isterseniz sizlerde önerilerinizi yazabilirsiniz. Sayfanın altında, her zaman çıkmayan ve neden çıkmadığını bilemediğim, kalem ikonuna basınca yorum yazabilirsiniz...
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.