İkinci yarıya çok daha istekli başladı Fenerbahçe. İkinci gol için rakip kaleye yüklenirken yaptığı ataklar özellikle sol kanatta Kostiç'in yaptığı ortalara dayanıyordu. 60 ile 65. dakikalar arasında Rangers beraberlik golüne çok yaklaşsa da savunma ve kaleci İrfan Can'ın gününde olması umutlarımızı sürdürmeye yetti. İkinci gol, sağ kanattan gelişen atak sonucu geldi. İkinci golün ardından J ose Mourinho'nun yaptığı değişiklikler ile çok daha baskılı bir futbol ortaya koyduk. Üçüncü gole çok yaklaştığımız ataklar olsa da ne yazık ki şutlar kaleyi bulmadı. Rangers'ın arada bulduğu net fırsatlarda ise İrfan Can başarılıydı. Şimdi uzatmalarda ve belki de penaltı atışlarında belirlenecek tur atlayan takım. Uzun zamandır izlediğim en heyecanlı ikinci yarı olduğunu ekleyerek notlarımı sonlandırayım. Sonuç ne olursa olsun, 3-1'lik ilk maçı çevirmeyi başardı Fenerbahçe. Tebrikler, umarım turu geçen taraf olmayı da başarırlar.
Tarih derslerinde, belki de Türkiye aktif olarak savaşa girmediği için, üzerinde hemen hemen hiç durulmayan bir dönemdir ikinci dünya savaşı. Birinci savaşta kozlarını paylaşamamış dünya devletleri 1940'lı yıllarda yeniden savaşa tutuşmuşlar, gene bir çok insan ölmüş ve sonuçta kaybeden gene insanllık olmuş. Savaşın kazananı olmaz gerçi ama Türkiye'de yeni zenginler oluşmuş savaş döneminde.
Türkali, okuduğum diğer romanlarında olduğu gibi, roman kahramanlarının yanında gerçek kişilere de yer veriyor Güven'de de. Kimilerini gerçek isimleri ile "Hasan Basri, Nazım gibi" kimilerini ise kolay tahmin edilecek takma isimlerle "Başkanın oğlu Öner Bey, Ankaralı bakkal Fehmi Bey" gibi. Pek çoğumuzun bilmediği ülkemizin yakın tarihine açılan bir perde Güven.
Dünyaya sol pencereden bakanların mutlaka okuması, üzerinde düşünmesi ve dersler çıkartması gereken bir roman. Özellikle Stalin dönemine ilişkin değerlendirmenin yapılması şart. Bu arada Türkiye'yi kuran Cumhuriyet Halk Partisi'nin izlediği politikalar, günümüzde kime "sol" dememiz konusunda bize yol gösterici nitelikte...
Son olarak "sosyal demokrasi" bizim gibi çevre ülkelerde uygulanabilir bir politika mıdır? Yoksa bir aldatmaca mı? Bu soruları yanıtlamak zor.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.