Bu kez Türkiye'den yazıyorum. 1 haftalık Frankfurt gezimiz bitti. Yeniden ülkemize döndük. Şubat ayına göre iyi sayılabilecek havayı görünce sevindik, trafiği, çözümsüz diğer sorunları görünce üzüldük.
Sevimsiz bir kent olarak değerlendirmiştim ilk yazımda Frankfurt'ta. Turist olarak bakınca halen aynı fikri savunsam bile yaşamak için düşünüldüğünde oldukça iyi olanaklar sunan bir kent. Çok iyi düzenlenmiş toplu taşıma sistemi var. U ve S Bahnlar ve tramvaylardan oluşan raylı taşımacılığa otobüsler de eklenmiş. Sistem gerçekten iyi işliyor. 1 haftalık kart alınca (18,90 ?) istediğiniz kadar gezebiliyorsunuz. Tabi belirli bir bölge içinde (ki bu verdiğim fiyat Frankfurt kent merkezi için geçerli. Havaalanı dahil değil)
Yemekler bizim alışageldiğimiz yemeklere göre çok az çeşitli. Patates bol ve ucuz olduğu için her yemeğin yanında patatesi çeşitli şekillere sokup yiyorlar. Bunun yanı sıra sosis, bira, elma şarabı ve brezel isimli tuzlu simit favori yemekler. Yemek yemek için gökdelenlerin olduğu yakanın karşı yakasında tarihi bir bölge var. Saksenhausen isimli. Orayı önerebilirim. Bir de günün neredeyse her saati açık bir yerler bulabileceğiniz Ana İstasyon (Hauptbahnhof). Gezmek için Palmengarten isimli botanik bahçesini Goethe'nin evini öneririm. Öğrenci kimliğiniz varsa göstermeyi unutmayın. Kent içi ulaşım dışında her yerde indirim sağlıyor.
Biz istasyonun güney tarafının (süd seite) karşısındaki Excelsior Otel'de kaldık. Fiyatı ve sunduğu olanaklar (her gün doldurulan ücretsiz mini bar, 11-19 arası lobide çay-kahve-meyve ve kek ikramı, ücretsiz internet gibi) çok cazip.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınız denetimimden geçtikten sonra yayınlanacak. Beğenmediklerinizi hakaret içermeyen şekilde ifade edin lütfen.